Gerçek Alanya'dan Erkan Uysal'ın haberine göre, Alanya’da yaşayan Tuğba Kızılkaya’nın 1 yıl devam eden kira sözleşmesi olmasına rağmen ev sahibi tarafından kendisinin haberi olmadığı sırada yaşadığı kapı kilidinin değiştirilmesinin ardından ev sahibi ve kiracılar arasındaki hukuksal bağlayıcılıklar tekrar akıllara geldi.

Bazı ev sahiplerinin kiracıyı zorla evden çıkarmaya çalıştığını ifade eden Avukat Aslı Ongur, “Yasal olmayan bu davranış konut dokunulmazlığını ihlal ve kiracının içinde eşyaları varsa hırsızlık ya da hakkı olmayan yere tecavüz suçlarını, eğer tehdit ve cebir de varsa gasp suçuna varana Türk Ceza Kanunu’muz kapsamında suç teşkil eden eylemler” dedi.

“EKONOMİK KRİZ İKİ TARAFA DA ZARAR VERİYOR”

Kira sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299’uncu ve devamı maddelerinde geniş bir yer ayrılmış olan bir iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türü olduğunu hatırlatan Ongur, “Kira sözleşmelerinde kural olarak yazılı şekilde yapmak gibi bir geçerlilik şartı yoktur. Ancak sözlü kira sözleşmelerinde taraflar arasında uyuşmazlık çıkması halinde ispat noktasında güçlükler yaşanacağı için her iki taraf aleyhine bir durum ortaya çıkacaktır.

Son dönemde yaşanan ekonomik kriz ve ne yazık ki Türk Lirası’nın yaşadığı büyük değer kaybı ne yazık ki kira sözleşmesinin her iki tarafına da zarar veriyor. Şöyle ki Türk Borçlar Kanunu’nun madde 344 hükmüne göre, tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE’deki) artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir.

Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Nitekim yenilenen kira dönemleri bakımından Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Ancak bir önceki yılın Üretici Fiyat Endeksi ortalamasına göre, 2022 yılı için yüzde 19.8 artış yapılması gerekirken, bugün karşılaşılan en düşük artış oranı neredeyse yüzde 100’dür.

Çünkü elektrikten suya, benzine, nihayetinde ekmeğe, çaya, şekere, süte, peynire gelen korkunç zam konut fiyatlarını da aşırı derecede etkilemiş ve sonuç olarak kiralarla geçimini sağlayan kesim de kirada artış talep etmiştir. Ne var ki kira sözleşmesinin taraflarını iki gözlü kefeli bir teraziye koyacak olursak, kiracı da aynı zamlardan dolayı fakirleşmiş olup ev sahibinin talep ettiği zammı karşılayacak gücü kalmamıştır.

Burada önemli olan terazinin iki gözünün de birbirine eşitlenmesi, bu mümkün değilse de zayıf olanı korumaktır. Ancak zayıf olanı korurken de ev sahibinin Anayasal temel hakkı olan mülkiyet hakkının özüne dokunmamak gerekecektir. Bu gibi uyuşmazlıklarda kesin çözüm kiranın uyarlanması davası olup hakimlerimizin hakkaniyetli davranarak vereceği karara göre hareket edilmeli.

Ne yazık bazı ev sahipleri de kiracıyı zorla çıkarmaya çalışıyor. Yasal olmayan bu davranış konut dokunulmazlığını ihlal ve kiracının içinde eşyaları varsa hırsızlık ya da hakkı olmayan yere tecavüz suçlarını, eğer tehdit ve cebir de varsa gasp suçuna varana Türk Ceza Kanunu’muz kapsamında suç teşkil eden eylemler.

Bu eylemlere maruz kalan kişiler savcılığa başvurup şikayetçi olabilecekleri gibi haklarında yasal olarak bir tahliye kararı kiralamadan çıkmak zorunda değildir. Kiracı kira artış oranı konusunda ev sahibi ile anlaşamıyor ise mahkemeden kiranın tespiti ya da uyarlanması davası açabilir” dedi.

Editör: TE Bilisim