Dünya Gazetesi'nden Leyla İlhan'ın haberine göre, ekonomik koşullar bu yıl, hiç olmadığı kadar kiracılarla ev sahiplerini karşı karşıya getirdi. 

Yüksek kiralar, ev sahipleri ile kiracılar arasında yeni bir sorunu gün yüzüne çıkardı: Yer gösterme.

Dairesini satışa çıkaran ev sahipleri ile ev gösterme konusunda direnç gösteren kiracılar arasında ‘yer gösterme izni’ davaları başladı.

Dolarizasyon ve enflasyonist ortamın reel piyasayı bozduğunu belirten İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Başkanı Ulvi Özcan, “Bu durumun sonucu olarak en son karşılaştığımız yeni bir sorun da ‘yer gösterme izni davaları’ oldu.

Kiracıyla kira artışı konusunda anlaşamayan ev sahipleri evlerini satışa çıkarıp, bu parayla yeni ev alarak daha yüksek kiraya vermek istiyor. 

Örneğin 6 milyon TL ederi olan bir ev sahibi kiracısından 4 bin 500 TL kira alırken, emsal bir dairenin 9 bin TL’den kiraya verildiğini öğrenince kiracısından 8 bin TL kira bedeliyle kira istiyor.

Kiracısıyla anlaşamıyorsa evi satılığa çıkarıyor. Böyle bir durumda kiracı da evi gösterme konusunda direnç sergiliyor ve yer gösterme izinleriyle ilgili davalar açılıyor. Son günlerde bu tür durumlarla sık karşılaşmaya başladık” dedi.

“Ev sahibi için ciddi mağduriyet oluşturuyor”

Konut Realty Gayrimenkul Danışmanlığı Brokerı Ahmet Bircan ise uzun süren dava süreçlerine dikkat çekerek, bu durumun ev sahipleri için ciddi bir mağduriyet oluşturduğunu söyledi.

"Haftanın belli bir günü belirlenen saatte ev gezdirmek ev sahibinin hakkı” diyen Bircan, yaşanan bu sıkıntı nedenyle alıcıların ya evi almaktan vazgeçtiğini yada fiyatı çok uygunsa görmeden alma yoluna gittiğini söyledi.

Kiracılı daire istenmiyor

Turyap Göktürk Emlak Ofisi Sahibi Ramazan Buber ise yaşanan bu süreçte 'kiracılı daire' sorununa işaret etti.

Bazı kiracıların, yeni ev sahibine, mevcut koşullarla dairede kalmaya devam edeceğini bildirdiğini anlatan Buber, “Bu nedenle birçok alıcı hem dairenin alış fiyatının yüksekliği hem de eski kiranın düşük kalmasından dolayı artık ya içinde kiracı olmayan yada tahliye taahhütnamesi verilen konutları almak istiyor. Çünkü diğer türlü 6 ay bekleyecek. 6 aydan sonrada mahkemeye gidecek. Bu süreçlerle ilgilenmek istemiyorlar” diye konuştu.

Satılık evdeki kiracı, evi göstermek zorunda mı?

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise konunun hukuki boyutunu anlattı. Kiracı ve mal sahibi ilişkisinin Cumhuriyet tarihinin görmediği derecede bozulmuş durumda olduğunu belirten Kiraz, “Her gün başka bir konu ve başka bir kiracı mal sahibi sorunu ortaya çıkıyor.

Son dönemde kiracılarını tahliye etmek isteyen ve daha yüksek bedelle kiracı bulmak isteyen ev sahipleri ya evlerini kiraya ya da satılığa çıkarıyorlar. Tabi bu kiralık ve satılık ilanı ile birlikte çok önemli bir sorun kendisini gösteriyor; o da evi kiralamak isteyen yeni kiracı veya satın almak isteyen alıcı adayının evi gezmek görmek zorunda olması. İşte bu noktada kiracılar evlerini bu şekilde kiracı ve alıcı adaylarına göstermek konusunda çekimser kalıyorlar” dedi.

“Süre önceden kiracıya bildirmeli”

Kiracıların bu konuda kısmen haklı olduklarını bir kısımının da özel hayat alanlarının sürekli bir şekilde birileri tarafından görülmesini istemediğini belirten Kiraz, “Bu nedenle de eski Borçlar Kanunu'nda olmayan ancak yeni Borçlar Kanunu'na ilave edilmiş bir madde var.

319.maddenin 2. ve 3.fıkrasına göre; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür” diye konuştu.

Ali Güvenç Kiraz mahkemeye gitmeden önce izlenecek yolu da anlatıyor. Kiralayan ve satan kişinin, konutun gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını göz önünde tutmak zorunda olduğuna dikkat çeken Kiraz; 

“Kiracı makul bir süre tanımı ile kısıtlı bir süre kapsamında dairenin görülmesini izin vererek özel hayat alanının sürekli işgalini engelleyebilmekte. Ancak son dönemde bozulan ilişki sebebiyle kiracı bu durumu kesinlikle kabul etmemekte mal sahibi de bu madde nedeniyle mahkemeye gitmek zorunda kalmakta” diye konuştu.

Davalar 1 ila 1.5 yıl sürebiliyor

Bu anlaşmazlıkla ilgili son dönemde çokça dava açıldığını belirten Ali Güvenç Kiraz, “Ancak madde de hakimin çok hızla bir karar verme süreci öngörülmediği için yine bu dava tahminen istinaf süreci de dahil olmak üzere 1-1,5 yıl sürebilmektedir. Oysa ki bu aciliyeti olan bir durum” dedi.

Kiraz, “Bu noktada kiracı ve mal sahibi makul süre konusunda anlaşmalı örneğin cumartesi günleri saat 14-16 arası gibi diyerek uzlaşmalı. Bu konuda uzlaşma olmaz ise mal sahibi mecburen Sulh Hukuk mahkemesine başvurarak hakimden bu süreyi talep etmeli” bilgisini verdi.

Kiracının bu süreci engelleyerek açılacak olan bir davada dava masraflarını ve karşı taraf avukatlık ücretine maruz kalacağını vurgulayan Kiraz, “Çünkü ev sahibinin bu davayı kazanması çok olasıdır. Bu noktada kiracının makul süre konusunda mal sahibi ile anlaşmasını önermekteyiz” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim