Okuyucumun bu soruyu sormasında büyük çapta doğruluk payı var.

Zira zaman zaman benim yazdıklarımda ve zaman zaman basında geçen haber ve yorumlarda emekli maaşının haczedilemeyeceği yönünde bilgiler yer almaktadır.

Evet İcra İflas Kanunu’muza göre emekli maaşları haczedilemez ancak bunun bir istisnası vardır o da Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93’üncü maddesidir.

Bu madde gereği haciz sadece belirli borçlar bakımından mümkündür. Bu kapsamda söz konusu maddeye göre, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun prim alacakları ve nafaka alacakları için emekli maaşından kesinti yapılabilir.

Dolayısıyla okuyucum da bu kesintinin nedenini bir dilekçe ile sorabilir ve SGK’ya olan borcu nedeni ile kesinti yapılıyor ise ve geçerli bir nedene dayanıyor ise yine bir dilekçe ile ertelenmesini veya daha küçük taksitlerde kesinti yapılmasını isteyebilir.

Bunu isteyebilir derken mutlaka olumlu sonuç alabilir anlamı çıkmasın. Bu talebin kabul edilmeme ihtimali daha yüksektir ama yaşadığımız hayat pahalılığı karşısında yeni bir anlayış emekliler için bir nebze yardımcı olabilir.

Şayet kesintinin geçersiz nedenlere dayandığını görürse bu defa yine bir dilekçe ile kesintiye son verilmesini ve yapılan kesintinin iadesini isteyebilir. Talebi kabul görmez ise dava konusu yapabilir.

Peki bu son açıklamamın arkasından ikinci bir soru gelmez mi? Yani dava yoluna başvurma önerisine karşı.

Peki dava bedava mı? ‘Parası zaten kesilen bir emekli bir de dava masrafına nasıl katlansın?’ diye bir soru gelirse buna verecek yanıtım ne yazık ki yoktur.

Bu durumda söyleyeceğim, emeklinin ve geçim sıkıntısı çekenlerin halinden anlayarak onlara yardımcı olacak şekilde davranmanın esas olması gerektiğini hatırlatmaktır.

Mesela son günlerde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu bir kararda, emeklinin kredi kullanırken emekli maaşından kesinti yapmasına izin vermesinin geçerli olmadığı görüşü çok ama çok önemlidir.

Editör: TE Bilisim