Kira ilişkileri, toplumsal yaşamın önemli bir parçasıdır, günümüz sosyal yaşamında milyonlarca kişiyi ilgilendiren ve günlük hayattta en çok yapılan sözleşmeler kira sözleşmeleridir.

Türk hukuk sisteminde Medeni Hukuk kapsamında Türk Borçlar Kanunu’nda ele alınır.

Yazımızı detaylandırmadan önce belirtmeliyim ki tahliye taahhütnameleriniz ne olduğu, hangi şartlarda geçerli olup, hangi şartlarda geçersiz olduğu yani şartları, süresi, iptali ve itirazını hepsini açıklayacağım.

Tahliye taahhütnamesi, kiracının kiralanan taşınmazı belirli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği tek taraflı hukuki işlemdir.

Kiralananın tahliye edilmemesi durumunda kiralayan yasal olarak başvuru yaparak kiracıyı icra ile çıkarabilecektir.

Özellikle “Boş Tahliye Taahhütnamesi imzalama” üzerinde duracağım. Tahliye taahhütnamesi yazılı olmalıdır. Noterden onaylatma gibi bir şart yoktur.

Tahliye taahhütnamesi bir sözleşmedir ve taraflar bu sözleşmeyi serbest iradeyle gerçekleştirmelidir.

TBK’da genel hükümlerde düzenlenen irade sakatlığı hallerinden eğer hata, hile veya korkutma sonucu irade alınmışsa, bu sözleşme geçersiz olacaktır.

Öncelikle belirtelim ki, hukukumuzda boş kağıda veya beyaza atılan imzalar geçerlidir; ancak amaca aykırı olarak doldurulması halinde geçersizliği ileri sürülebilir.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yönde. Boş olarak imzalanan tahliye taahhütnameleri boş bir senet gibidir. İstenildiği an kullanılabilir.

Bahsettiğimiz durumda, esasen kiracının iradesine aykırıdır; zira kiralamak niyetinde olan kiracının aynı anda tahliyeye ilişkin sözleşme imzalaması iradesiyle bağdaşmaz.

Bu sebeple, kira sözleşmesi imzalanırken alınan tahliye taahhüdü baskı, korku veya hile ile imzalandığından kiracının iradesi sakatlanmaktadır. “Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı kiracı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2017/1536 E., 2017/475 K. Sayılı Tahliye taahhütnamesini imzalamak zorunda kaldınız, hemen akabinde anahtarınızı aldıktan sonra bir iletişim aracından veya noterden “Tahliye Taahhütnamesinin iyi niyet şartlarını gözeterek verildiğini ve kullanılmayacağını ümit ediyorum’ mesajı bir ispattır.

Kiralanan yerin aile konutu olması hâlinde, kira sözleşmesinde ismi yazılı olan eşin tek başına tahliye taahhüdü veremeyeceği, her iki eşin de imzası bulunmayan tahliye taahhüdüne dayanılarak aile konutunun tahliye edilemeyeceği.

Tarih kısmı boş olan tahliye taahhütlerinin ev sahibi tarafından sonradan doldurulmasını Yargıtay, hukuka uygun görmektedir. Ancak, taahhüdün hileyle ya da baskı altında imzalandığını iddia ve ispat ederek geçersizlik iddiasında bulunmak her zaman mümkündür.

TÜKETİCİ DERNEKLERİNE BAŞVURUN

“Kiracı, icra müdürlüğünden gönderilen tahliye emrine itiraz ederken tahliye taahhüdündeki imzanın kendisine ait olmadığı ve/veya taahhüdün düzenleme tarihinin doğru olmadığı yönünde bir itirazda bulunursa ve taahhüt noterde yapılmamışsa, ev sahibi sulh hukuk mahkemesinde dava açmak zorunda kalır.

Bu durumda süreç uzar. Ancak kiracı, taahhüt metnindeki imzaya ya da tarihe itiraz etmemişse, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde dava açılmalıdır. İcra mahkemesinde açılan bu davada şekli bir inceleme yapıldığı için süreç hızlıca sonuçlanır” bilgisini aktardı.

Ayrıca tahliye taahhüdünde zamanında tahliye edilmemesi halinde kiracının cezai şart ödeyeceği de kararlaştırılabilinir. Burada hem ev sahibi hem de kiracı mağdur olmaması için muhakkak bir avukat ya da tüketici derneklerine başvurmalarını tavsiye ederim.

Editör: TE Bilisim