Olay'dan Yaman Kaya'nın Yazısı…

Karacabey’de kurulan Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nden (TEKNOSAB) Mudanya’ya doğru uzanan hat boyunca bir emlak ofisine dönüştürülen çok sayıda konteynere rastlanılıyor.

Her yerde satılık arazi ilanları yer alıyor.

Mahalle statüsüne kavuşan köylerde emlakçı enflasyonu dikkat çekiyor.

TEKNOSAB’ın kurulma aşamasından önce ve sonra çevresi zaten yeterince değerlenmişti.

Peki, bu son hareketliliğin sebebi ne derseniz yeni bir kent modeli oluşturulmuş.

TEKNOSAB’dan sonra Ketendere’de daha önce gündeme gelen Ro-Ro limanı projesinin hayata geçirileceği, bölgenin tamamının şehirleşeceği söyleniyor.

Bazı haritalar dahi hazırlanmış.

Araziler bu şekilde pazarlanmaya başlanmış.

Çayönü, Söğütpınar gözde yerler arasındaymış.

Sektör yetkilileriyle konuşup, geçmişi incelediğinizde bölgenin kentleşeceğini ifade etmek sürpriz olmaz.

Ancak dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var.

Evvela söz konusu coğrafyada sayısız zeytin ağacı bulunuyor.

Nilüfer Çayı, Bursa şehir merkezini geçtikten sonra Dereçavuş mahallesi sınırlarına ulaştığı andan itibaren menderesler oluşturuyor.

Yatağını düzlüklerle genişleterek akışına devam ediyor.

Bölgede eğim az.

Dolayısıyla ıslah yapmak güç.

Çayın alanı daraltılırsa debi fazla gelecek.

Suyu tahliye etmek zorlaşacak.

Taşkınlara davetiye çıkarılacak.

Bölgede atılacak her adımın üzerinde titizlikle durmak gerekiyor.

İşte tam da bu noktada mekânsal planlamanın önemi ortaya çıkıyor.

Doğru alanlar yaratılmaz ise zeytinlikler yok olmakla kalmayacak.

Aynı zamanda ciddi afet riskleri de gün yüzüne çıkacak.

Her yer kontrolsüz şekilde yapılaşacak.

Gerçi kaçağın ödüllendirildiği ülkede neyin kaygısını taşıyorsunuz derseniz o ayrı bir tartışma konusu!

Editör: TE Bilisim