Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni hazırladığı TÜRSAB Yasası turizm sektöründe tartışılmaya devam ediyor. Yasa’nın güncel turizm koşullarına ayak uydurması gerektiğini, bu nedenle güncellenmesinin doğru olduğunu belirten Prontotour Genel Müdürü Hakan Öksel Yasa’da yer alan ve rehberliği ilgilendiren konularda açıklamalarda bulundu. Turist rehberliğinin turizmin en önemli halkalarından biri olduğuna işaret eden Öksel, “Ülke turizmi turist rehberleri olmadan düşünülemez. Bu mesleği değersizleştirmek hiç bir şekilde mümkün olamaz, olmamalıdır. Ben ve Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Onaranda kokartlı rehberler olarak bunun bilincindeyiz ve şirketimizin en çok değer verdiğimiz unsurlarının başında rehberlerimiz geliyor; onlarla ne kadar gururlansak azdır” dedi.
Turist rehberlerinin en az bir dili iyi derecede konuşabilmesi gerektiğini ifade eden Hakan Öksel, “Türkçe Rehberlik uygulaması ise ancak kokartlı rehberliğe geçiş için belirli süreli bir ara dönem yapılabilmelidir. Bu hak sadece rehberlik bölümlerini bitirmiş, ülke gezilerini tamamlamış ve yapılan sınavda başarılı olmuş kişilere, sınırları yetkili kurumların kararıyla belirlenmiş bir süre içerisinde tanınabilmelidir. Bu uygulama ile hem istihdam ihtiyacının karşılanabileceğini hem de Türkçe Rehberlik yapanların önüne hedef konularak mesleklerinde gelişim imkânı sağlayabileceklerini düşünüyorum” diye vurguladı.
“Sorun sadece turizm kaynaklı değil”
Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun günün koşullarına uyumlu hale getirilmesi herkesin arzuladığı bir durum olduğunun altını çizen Öksel şunları kaydetti: “Burada gündeme gelen Türkçe Rehberlik kısmı aslında yeni bir tartışma değil. Ama yasanın bağlayıcı tarafları olduğu için konuyu iyi analiz etmek gerekir. Rehberlerin ülke turizmi için ne kadar değerli olduğunun bilincindeyiz. Türkçe Rehberlik konusunda yasa yapıcıların da rehberlik meslek birliklerinin de haklı olduğu taraflar var. Durumu doğru tespit ederek kalıcı bir çözüm ortaya konulabileceğini düşünüyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki turizm alanında yüksek eğitim almış gençlerimiz sektörde kalabilmeli, istihdam koşulları artırılmalıdır. Mezunların çalışma alanları ve koşullarının sınırlı olduğu da bir gerçek. Her geçen gün turizmde kalanların sayısı maalesef azalıyor. Rehberlik ve turizm öğrencilerinin okullarını bir dili yeterli düzeyde olmadan nasıl bitirebildikleri sorgulanmalıdır. Bu okulların ve bölümlerin yeterlilikleri araştırılmalı, öğrenci sayıları sektörün ihtiyaçları düşünülerek belirlenmelidir. Bölüm öğrencileri okullarını bitirdiklerinde en az bir yabancı dili yetkinlik düzeyinde konuşabiliyor olmaları zaten bu tartışmaları otomatik olarak ortadan kaldıracaktır. Eğitim ve alt yapı gibi geçmişten gelen sorunlarımız var. Bu nedenle eğitim, siyaset, bürokrasi ve akademideki kurumlarımıza büyük görev düşüyor. Bu saygın kurumlar diyalog halinde çok güzel çalışmalara imza atabilir.”
“Taban yevmiye belirlenirken deneyim bir ölçüt olabilmeli”
Turist rehberliği mesleğine emek vermiş, kendisini dil ve sahada geliştirmiş, alan bilgisi kusursuz olan pek çok rehber bulunduğunu söyleyen Prontotour Genel Müdürü Hakan Öksel, “Mesleğin saygınlık kazanmasında bu çabalar büyük önem taşıyor. Kokart alıp ömrünü bu işe adamış meslektaşlarımızın Türkçe rehberlik konusundaki ihtiyatlı duruşlarını anlayışla karşılıyorum. Tabii öte tarafta rehberlik eğitimi almış, saha gezilerine katılmış, bilim sınavından geçmiş gençlerimizin de yabancı dil engeli yüzünden bu mesleği yapamayacak olmaları da üzücü. Türkçe Rehberlik fırsatıyla örneğin 3yıl gibi bir süre konularak bir taraftan meslekte tecrübe kazanmaları diğer taraftan dil ve alan bilgisinde kendilerini geliştirme fırsatı yaratılabilir. 3yılını doldurup sınavlarda başarılı olanlar ve bu işi yapmak isteyenler kokartlı turist rehberi olarak yollarına devam ederler. Yani Türkçe Rehberlik mesleği süreli bir şekilde yapılabilir. Okulunu bitirmiş ve sırf dil engeli nedeniyle istihdam sorunu yaşayan gençlerimiz için bunu bir kazanım olarak görebiliriz. Öte yandan taban yevmiyeler belirlenirken yeni mezun, tecrübesi sınırlı bir meslektaşımızla on yıl ve üstünde bu mesleği icra eden meslektaşımızın aynı yevmiye ile değerlendirilmesi de üzerinde düşünülmesi gereken başka bir konu” dedi.
Rehberlerin müze-ören yerine sıkıştırılması konusunun geniş değerlendirilmesi gerektiğini belirten Hakan Öksel, “Rehberler turun yapıldığı aracın lideridir ve araçta istisnai durumlar hariç bulunması gerekir. Tur-transfer noktaları, günübirlik doğa-piknik turları, v.b. durumlar çeşitlendirilerek sınırlar belirlenebilir. Unutmayalım ki turizmde kalite algısında rehberlerimiz çok önemli bir yer alıyor. Şanslıyız ki Kültür ve Turizm Bakanlığımız da konuyu hassasiyetle takip ediyor. Bu meselelerin tüm tarafları memnun edecek şekilde çözülmesini umut ediyorum” şeklinde konuştu.