Kendi Evinde Oturanların Oranı Geriliyor
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de kendi konutunda ikamet edenlerin oranı 2024 yılı itibarıyla yüzde 56,1 seviyesine kadar geriledi. Bu düşüşün arkasındaki en büyük etken ise Konut Fiyat Endeksi’ndeki devasa artış. Son üç yılda reel olarak yüzde 300’ün üzerinde değer kazanan konutlar, özellikle büyükşehirlerde orta gelir grubu için ulaşılmaz hale geldi.
3 Milyon TL mi, Yoksa Düşük Maliyetli Modüler Yapı mı?
İstanbul gibi metropollerde standart bir dairenin fiyatı 3 ila 5 milyon TL bandına yerleşirken, arsası olan vatandaşlar için prefabrik çözümler çok daha cazip bir tablo sunuyor. Hem inşaat süresinin kısalığı hem de depreme karşı esnek yapısıyla dikkat çeken bu evler, yeni nesil bir yaşam tarzının kapısını aralıyor.
Tarım Arazilerinde "Kaçak Yapı" Tehlikesi
Barınma ihtiyacındaki bu değişim, madalyonun diğer yüzünde ciddi bir sorunu da beraberinde getiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında tarım arazilerinin amacı dışında kullanımı yüzde 5 oranında arttı. Birçok vatandaş, imar izni olmayan tarım alanlarına konteyner koyarak barınma sorununu çözmeye çalışıyor.
Prefabrik ve konteyner yapılar mevzuat gereği genellikle "geçici konut" sınıfında değerlendiriliyor. Bu yapıların tarım arazilerine izinsiz inşa edilmesi, ciddi para cezaları ve yıkım kararlarıyla sonuçlanabiliyor.
Kritik Uyarı: Yasal İzinleri Almadan Adım Atmayın
Gayrimenkul hukuku uzmanları, prefabrik evlerin sanıldığı kadar "özgür" olmadığını vurguluyor. Betonarme binalarda olduğu gibi bu yapılarda da belediyeden ruhsat alınması, zemin etüdü yapılması ve projenin imar planına uygun olması şart. Tarım arazilerindeki kaçak yapılaşma ise sürdürülebilir tarımı tehdit eden bir sorun haline gelmiş durumda.