THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, toplumların büyük felaketleri yalnızca takvimlerde değil, hafızalarında taşıdıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, üzerinden çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen ülkemizin toplumsal hafızasında hâlâ derin bir yer tutmaktadır. Bu hafıza, felaketlerden ders çıkarıp benzer acıların tekrarlanmaması için önemlidir.”
Eski Yapılar Risk Taşıyor
Depremlerde yaşanan yıkımların büyük kısmının mühendislik ve denetim hizmeti almamış, uygun olmayan malzemelerle inşa edilmiş yapılarda görüldüğünü hatırlatan Yavuz Işık, 2000 yılı öncesinde inşa edilen binalara özellikle dikkat çekti:
“Bu yapıların büyük bölümü güncel yönetmeliklere uygun değildir ve ciddi risk taşımaktadır. Yapı stokunun sistematik bir programla dönüştürülmesi ertelenemez bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.”
“Deprem Güvenliği Tüm Süreçleri Kapsamalı”
Deprem güvenliğinin yalnızca eski yapılarla sınırlı bir mesele olmadığını vurgulayan THBB Başkanı, sürecin her aşamasının bilimsel ve şeffaf olması gerektiğinin altını çizdi:
“Tasarımdan üretime, uygulamadan denetime kadar tüm süreçler bilimsel, şeffaf ve denetlenebilir bir çerçevede yeniden yapılandırılmalıdır. Bunun için kamu kurumları, özel sektör, akademi ve meslek odalarının eş güdüm içinde çalışması şarttır. Deprem güvenliği, tüm paydaşların ortak sorumluluk bilinciyle ele alınmalıdır.”
17 Ağustos’un 26. yıl dönümünde yapılan bu uyarılar, Türkiye’nin deprem gerçeğini unutmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Uzmanlara göre, riskli yapı stokunun dönüştürülmesi ve inşaat süreçlerinin sıkı denetime tabi tutulması, benzer acıların tekrar yaşanmaması için hayati önem taşıyor.