Gayrimenkul danışmanlığında bazı konuları yabancı dil öğrenmeye benzetirim.
Bugün bu konulardan ikisine değinmek istiyorum.
İlk benzerlik TİCARİ MÜLKLER İLE KONUT TİPİ MÜLKLER ARASINDA UZMANLAŞMAYI DÜŞÜNENLER için…
Gayrimenkul danışmanlığında kariyer planlayan kişiler, kişisel geçmişleri, güçlü ve zayıf yönleri, ilgi ve merak alanları üzerine derslerini çalıştıktan sonra ticari mülk ya da konut alanında çalışmak için diledikleri yönde karar verebilirler.
“Her gayrimenkul danışmanı kariyerine konutlarla başlamak zorundadır”, “İşi önce konutlarda öğrenin, sonra dilerseniz rotanızı değiştirirsiniz” benzeri yaklaşımlara şiddetle karşı çıkıyorum.
Piyasadaki mülk adetlerinin büyük bir bölümünün ve gerçekleşen işlemlerin çok büyük bir kısmının konutlardan oluştuğu bir gerçektir.
Bu gerçek, sektöre giren pek çok gayrimenkul danışmanının ilk ilgilendiği mülk tipi olarak konutlarla yollarının kesişmesine neden olur. Yalnız bu durum, mutlaka izlenmesi gereken yol olarak düşünülmemelidir.
İkinci benzerlik konusu ise YÜKSEK FİYATLI MÜLKLERLE İLGİLENMEK İÇİN ÖNCE DÜŞÜK FİYATLI MÜLKLERLE İLGİLENMEK GEREKTİĞİ düşünülmesidir.
Bugün üç, dört milyon TL’lik mülklerde yaşayan insanlar ile, otuz, kırk milyon TL’lik evlerde yaşayan insanların; beş, on milyon TL’lik iş yerlerinde faaliyet gösterenlerle elli, yüz milyon TL’lik ticari mülklerde faaliyet gösterenlerin konuştukları diller farklıdır.
Mülk fiyat çeşitliliklerine göre, bu mülklerde yaşayan kişiler gelir düzeyleri, ilgi alanları, karar mekanizmaları, vizyonları, hizmet alma kültürleri gibi pek çok konuda farklılık gösterirler. Hangi kitle ile muhatap olunacağına karar verilirken de, sürecin fiyat ölçeğinde adım adım ilerletilmesi gerektiği şeklindeki yaklaşıma katılmıyorum.
Gerek mülk tipi tercihinde gerekse mülklerin fiyatlarına göre seçim aşamalarında gayrimenkul danışmanının yapması gereken kariyerini hangi alanda geliştirmek istediğine karar vermesidir.
Duruma şu şekilde bakabiliriz: Ticari mülklerde Japonca konuşulurken, konutlarda Almanca konuşulmakta; üç-dört milyon TL’lik konutlarda Rusça konuşulurken, otuzkırk milyon TL’lik evlerde Portekizce konuşulmaktadır.
Nasıl ki Japonca öğrenmek için Almanca, Portekizce öğrenmek için Rusça öğrenmek gerekmiyorsa ve hangi dili öğrenmek istiyorsanız bunun en kolay yolu mümkün olduğu kadar çok zamanı o dili konuşan insanlarla bir arada olmaktan geçiyorsa; gayrimenkul danışmanları da zamanlarını kiminle geçireceklerine hangi dili öğrenmek istediklerine göre karar vermelidirler.
Sürekli farklı dilleri konuşan insanlarla muhatap olmak, herhangi bir dilde sahip olacağınız hakimiyetin süresini çok uzatacaktır.
Ben sizlere hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız, gerekirse tüm geçmişinizden de bağımsız olarak, doğrudan o alanın içerisine girmeye çalışmanızı, o alandaki insanların ilgi alanlarına göre kendinizi geliştirmenizi ve mümkünse o alanın dışına hiç çıkmamanızı öneririm.
Unutmayın ki, Japonca öğrenmenin en kolay yolu Japonya’ya gitmek ve mümkün olduğu kadar Japon’la iletişim kurmaya çalışmaktan geçer.
Kariyerinizi inşa edeceğiniz bölgeyi ve konuyu netleştirip; tüm emek, zaman ve paranızı o alanda gün geçtikçe hakimiyetinizi artırmaya adadığınız günler dilerim.
Haftanız ve EKİM ayınız HARİKA olsun.
Haftaya görüşmek üzere…