Bilirsiniz 10 yaş üzerindeki otomobillere kredi söz konusu olunca bankalar gönülsüzdür.

Hatta çoğu banka kredi politikasında 10 yaş üzeri araçların alımında kredi kullandırmayacaklarını kayıt altına alarak kestirir atar.

Çünkü bu araçların değerini kasko değer listesi olsa da tayin etmek zordur, kullanım ömrü sona yaklaşmıştır, bir tahsilat zorluğu yaşansa arıza veya hasarlar nedeniyle rehin değeri düşünüldüğü kadar çıkmayabilir.

Bu yüzden de bankalar hatta bazen 5 yaş üzerindeki araçlara kredi vermek istemezler.

Bankalar kat irtifakı veya mülkiyeti veya iskânı olmayan konutlara da kredi vermezler. Çünkü gerçekte hangi bağımsız bölüm için kredi verdikleri belli olmaz.

Tahsilat sorunu olursa ipotek çalışmayabilir. Ama şimdi bankaların önünde konut kredisiyle ilgili yeni bir kriter tartışmaya açılmış olmalıdır.

1999 öncesi ya da son imar yönetmelikleri öncesi konutlara kredi verecekler mi?

Yani özellikle deprem beklenen yerlerde kredi periyodu içinde yıkılma riski görece büyük olan bir gayrimenkule finansman sağlanır mı?

Ya düzenleyici otorite riskli konutlara kredi vermenin ziyan olduğunu değerlendirirse?

Ya düzenleyici otorite konut kredilerinin risk ağırlıklarını konutun imalat yılına veya şartlarına göre değiştirirse, sermaye gereksinimleri nasıl etkilenir? Vesaire vesaire…

Bu sorunsallar akıllara geliyorsa çok boyutlu sonuçları olacağından bankalar konut kredisi politikalarında değişikliğe gidebilir.

Aslında mesela İstanbul’da, sırf bu tartışmanın açılma ihtimali dahi imalatının dıştan bile sorunlu olduğu anlaşılan gayrimenkullerin fiyatlarını tarihi düşük seviyelere düşürmeliydi.

Ama Yeni Şafak’ın dünkü haberine göre de başka gözlemlere göre de riskli bölgelerdeki riskli görünen konutların fiyatları güçlü seyrine devam ediyor.

Belki bu konutları alıp devletten karşılığında daha iyi konut talep etme düşüncesi olanlar talebi güçlü tutuyordur, bilmiyorum.

Ama artık bu el bombaları etrafında menfaat çeperleri kurulmasının önüne geçilmeli.

Editör: TE Bilisim