Toplu yaşamda kurallara uymak mecburidir. Üstelik okuyucumun anlattığı olayda kurallar yıllardır yerleşmiş yasal kurallardır. Sadece ben bile yıllardır bu kuralları hatırlatmakla meşgulüm. Doğrusu yöneticiliği üstlenmiş birinin bu kuralları bilmeden yöneticilik yapmaya çalıştığını kabul edemiyorum. Kat maliklerinin olağan toplantısından, olağanüstü toplantısından defalarca bahsettim. Hadi onu bırakın bir binada yöneticilik yapacak birinin bir kitap alıp kuralların ne olduğunu öğrenmesi bu kadar zor mu? Piyasada her adımda bir yerde Kat Mülkiyeti Kanunu’nu gösteren kitaplar satıldığı gibi bugün bilgisayar yardımı ile her konuya ulaşmak an meselesi. Ne diyeyim belki bir bilmezlik belki de bir boşvercilik ancak okuyucumun anlattığı olayda toplantıda alınan kararların iptalini taleple dava açmaktan öte, yokluğu söz konusu. Kararların iptalini talep için dava açmak lazım. İptali istenen kararlar mahkemenin iptal kararına kadar geçerliliğini korur ama yokluğu halinde başından beri yoktur. Dolayısıyla okuyucumun anlattığı olaylarda kararlar yoktur. Bunun için dava açıp yokluğuna karar verilmesi istenilmez de yokluğunun tespiti talep olunur. Yani mahkeme kararları yok etmez ama başından beri yok olduğunu belirler. Bu durumda alınmış bütün kararlar alındığı tarihten itibaren yoktur. İptal talebi için bir aylık süre varken yokluğunun tespitinde böyle bir süre de yoktur. İşte okuyucumun başvuracağı yol yokluğunun tespiti talepli bir dava açmaktır ve anlattığı toplantılar yok hükmündedir.