EMLAK GÜNDEMİ

Yargıtay'dan Kira Sözleşmesine Kefil Olanlarla İlgili Karar

Kira sözleşmesine imza atarken "kefilim" demek artık yeterli değil. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, milyonlarca kira sözleşmesini ilgilendiren emsal bir karara imza attı. Kanunda belirtilen "el yazısı" şartına uyulmadan atılan imzalar, kefili borçtan kurtarıyor.

Olay Nasıl Gelişti?

İstanbul'da bir kira sözleşmesine kefil olan vatandaş, ödenmeyen kira bedelleri nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz etti. İlk derece mahkemesi, "Kefil sözleşmeyi imzalamış, borçtan sorumludur" diyerek davayı reddetti. Ancak Adalet Bakanlığı, bu kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek "kanun yararına temyiz" isteminde bulundu.

Yargıtay Noktayı Koydu: "El Yazısı Yoksa Kefalet de Yok!"

Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesine atıfta bulunarak tarihi bir ders verdi. Kararda, bir kefaletin geçerli olabilmesi için şu üç şartın kefilin kendi el yazısıyla yazılmış olması gerektiği vurgulandı: Kefilin sorumlu olduğu azami miktar, Kefalet tarihi, Müteselsil kefil olunuyorsa, bu sıfatın açıkça belirtilmesi.

Yargıtay, sözleşmede bu bilgilerin kefilin el yazısıyla yer almadığını tespit ederek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bu sonuca göre; sadece imza atmak, kefili hukuken sorumlu kılmaya yetmiyor.

Gayrimenkul Dünyası İçin Ne Anlama Geliyor?

Bu karar, emlak danışmanları ve mülk sahipleri için bir uyarı niteliğinde. Eğer kira sözleşmesindeki kefalet kısmında rakamlar ve tarihler bilgisayar çıktısı ise veya emlakçı/mülk sahibi tarafından yazılmışsa, kefilin hiçbir sorumluluğu kalmıyor.

Kira sözleşmesi yaparken kefilin sorumluluğunu garanti altına almak istiyorsanız; rakamı, tarihi ve "müteselsil kefilim" ibaresini bizzat kefilin kendi el yazısıyla sözleşmeye eklemesini sağlayın. Aksi takdirde, olası bir icra takibinde eliniz boş kalabilir!