Ev alanlar için korkulu süreç başladı. Zira kur yeniden tırmanışta, petrol yükseliyor, doğalgaz artıyor. Tüm bunların bileşkesi, ilave enflasyon, ilave fiyat artışı demek...

Fiyatlar koşuyor da gelirler ardından yetişemiyor. Asgari ücrete yapılan zam dahi yılsonunu getirmekten hayli uzak…                

Tüm bu şartlar içinde konut fiyatında ne mi olacak? Enflasyon yükünü, konutun fiyatına ekleyip, kendini koruduğunu sananlar, ikilem içinde kalacak;

1- Ya koyduğu fiyatı indirmeyip uzun süre bekleyecek.

2-Ya da makul seviyeye çekip satma şansını yakalayacak.                    

KONUT FİYATLARININ GERÇEK DEĞERİ

Kentlere ve semtlere göre farklılık gösterse de konutun rayiç fiyatına dair bir yaklaşım önerilir. Konutların aylık kirası ile satış fiyatına kaç yılda ulaşılabileceği…

120 aylık kira (10 yıl) karşılığı olması, makul bir yatırımdır. Ülkemizde 240 ay (20 yıl) daha gerçekçi bir rakam olarak biliniyordu. Ta ki hiperenflasyonun bozduğu fiyatlandırma davranışlarına dek…

Bugün 30 yıllık (360 ay) kira bedeline varan fiyatlar söz konusu…

İlginçtir, ev sahipleri sadece konutuna aşırı fiyat biçmekle kalmıyor, kiracının da iflahını kesmesi, dolar - euro cinsi depozitolar talep etmesi, elektrik suyu devretmeyip canı istediği zaman ödemeyip kestirterek kiracıyı bezdirmeleri de cabası…                 

İKİ SORU İKİ CEVAP

Kurda günlük makas, neden açılıyor?

Dolar kurunda günlük hareket marjları açılmaya başladı. Tahtakale fiyatı ile döviz büroları arasındaki makas giderek açılıyor.

Enflasyonun resmisinin dahi yüzde 78 olduğu yerde Merkez’in faizi yüzde 14’te tutuluyor ve yetmezmiş gibi para basıp duruyorsanız, kur bildiğini okumaya devam edecektir.   

Sonbaharda sıkıntılar artar mı?          

Kur Korumalı Mevduat ile gelen doları frenleme balatası çoktan eridi. Enflasyon karşısında tutmamaya başladı bile. Yeni kurnazca tasarlanmış cazip ürünler gelecek.

TÜFE, ÜFE endekslisinden, süper bonosuna dek pek çok ihtimal masada…

Maksat; seçim sürecinde ümidi canlı tutmak, faturayı seçim sonrasına aktarabilmek...

EV SAHİBİ-KİRACI SAVAŞLARINDA BARIŞ SAĞLANABİLECEK Mİ?

Enflasyon külfetine omuz vermeden, her TÜİK açıklamasını, petrolün varilini veya dolar kurunu bahane edip kirayı artırma eğilimine giren ev sahipleri sayısı çok fazla…

Savunmaları şu; “ben de kiram ile geçinmeye çalışıyorum, enflasyon benim de başımda…”               

İyi de birden fazla evi olup rantiyelik yapanlara ne demeli? Bir tür banka hesabı haline getirdiği konutunun faizini (kirasını) her fırsatta yukarı taşıyor, Borsa’daki hisse senedi imiş gibi gelir kovalıyor, kiracısını zora sokuyor.           

Kiracılar da ev sahibinin tahliye davalarıyla boğuşuyor. Zaten zamlı kirasına ev sahibi, ikinci zammı da talep ediyor, kontrata rağmen tahliye davası açıyor. Şu anda mahkemeler bu tür davalarla dolu.

Bazı ev sahipleri ise kiracısının gelirini göz önüne alıp her iki taraf için uygun kirada anlaşıyorlar.

Tahminim odur ki bugün fahiş olarak artırdıkları kiraların birkaç ay sonra ödenemeyeceği noktada bu defa ev sahipleri yeniden mahkemeye koşacak. Barış; ancak ve ancak enflasyonun düşmesinde gelebilecek.

Editör: TE Bilisim