İyi pazarlar değerli meslektaşlarım.
Dünyanın en güzel iş fırsatlarından birisi olduğunu her fırsatta ileri sürdüğüm gayrimenkul danışmanlığı mesleğine yeni girmiş pek çok meslektaş 3 temel tuzakla mücadele etmek zorundadır.
Tabi, bu sürecin ilk adımı öncelikle bu 3 tuzağı tanımak ve neden bu şekilde tuzaklar olduğunun perde arkasını anlamaktır. Bildiğimiz gibi teşhis tedavi sürecinin ilk adımıdır.
Bu yazı ile sizlere tanıtacağım ilk, en önemli, en yaygın ve en tehlikeli tuzak GÜVENLİ BÖLGE TUZAĞIDIR.
İnsan doğası konfor alanında var olmak ister. Güvenli ve kontrollü bir hisse sahip olduğumuz bu bölgeden dışarı ilk adımı attığımızda bizi karşılayan alan “korku bölgesi” olmaktadır.
Yürümeye çalışan, merdivenlerden kendi başına inmeyi deneyen, bıçak ile elma soymayı hedefleyen, elini sıcak tencereye değdiren her bir çocuğun yaşadığı bu korku bölgesi tecrübeleri zamanla ve mücadele ile aşılabilen konulardır.
Burada, yukarıda bahsettiğim hayatın içinden örneklerdeki gibi, bizlere düşen önce reel durumu ve bunun sonuçlarını kabullenmek (düşebilirsin, kesebilirsin, yanabilirsin vb.), ardından da dikkatli bir şekilde denemeye, yapmaya devam etmektir.
Aynı durum bir gayrimenkul danışmanının güvenli alanında (evinde, ofisinde, tanıdığı insanların yanında, hizmet aldığı ortamlarda vb.) bulunmak istemesinde de görülür.
Tanımadığı insanlarla iletişime geçmek, onlara ortada hiçbir menfaat yokken temas etmek gibi insan doğasını zorlayan güvenli alanın dışındaki faaliyetlerden kaçınır.
Açıkça söylemek gerekirse İNSANOĞLU GÜVENLİ ALANIN DIŞINA ÇIKMAKTAN KORKAR, HEM DE ÇOK KORKAR!!!
Biz bunu bu şekilde itiraf etmesek de “başkaları ne der” diye açıklamaya çalışarak, “ayıp olmasın diye” düşünerek, “mazeretler üreterek” bu korku alanından tekrar güvenli alanımıza doğru meylederiz.
Lütfen bunu kabul edelim. Bu durumla yüzleşelim. Konforlu alanımızdan çıkmadan, etki çevremiz ve sektörümüz içi ilişkilere meyletmemizin sebebinin bu korku olduğunu bilelim.
Ardından, işimizin sürekli insanlarla ve hatta mümkünse yeni insanlarla iletişim kurmak; bugün için gayrimenkul konusunda bir planı, projesi olmayan insanları da kapsayacak şekilde sürekli hedef kitlemizin huzurunda vakit geçirmek üzerine kurulu doğasını anlayalım.
Kendi doğamızdaki tuzaktan ve işin doğasından haberdar olduktan sonra tek yapmamız gereken, elmayı soymayı, yemek pişirmeyi, merdivenlerden üçer üçer çıkmayı öğrendiğimiz gibi kendimizi korku bölgesinden sonraki aşama olan öğrenme bölgesinde tutmaya çalışmaktır.
Korksak da canımız istemese de işimizin gereklerini tekrar tekrar yapmaktır.
Spor yaparken, bir sanatla ilgilenirken, ders çalışırken, sosyal çevremizde değişiklik olurken ya da günlük özel işlerimizin hepsinde bu sürecin aynısını yaşadık, yaşıyoruz; şimdi sıra bu tecrübelerimizi mesleğimize uyarlamakta.
Başlangıçta atladığımız su bize soğuk gelecektir ama emin olabiliriz zamanla alışılıyor.
Gelecek hafta ikinci tuzağımız olan “çoğunluk etkisi” başlığında görüşmek üzere…