Her ne kadar takvimlerin insan yapımı olduğunu ve bir yılın son akşamının, o yılın 167. akşamından hiçbir farkı olmadığını düşünsem de; yeni bir yılın ilk yazılarından üçünü yeni bir gayrimenkul danışmanlığı kariyerine başlayacak kişiler için rehber niteliğinde oluşturmak istedim.

Daha önce hiçbir ticari faaliyet ve girişimde bulunmamış kişilere özel kaleme alacağım bu yazı dizisi, uzun yıllara dayanan bir ticari birikimi olan kişiler için de geçerlidir.

Burada yazacaklarım, onların ellerindeki mevcut birikimi pek çok meslektaşına göre çok daha hızlı devreye sokmak için de bir bilgi notu şeklinde olacaktır.

Daha önce hiç yaşamadığı bir şehirde, daha önce hiç yapmadığı bir mesleği, hiçbir tanıdığı olmadan yapacak kişiye göre hazırlanmış bu rehber; kariyerinin hangi aşamasında olduğunu bilmediğim bu yazıyı okuyacak herkese fayda sağlar umarım.

Üç yazıdan oluşacak bu dizinin ilki ile başlayalım o zaman: Oluşum Günleri…

Buna durum tespiti ile başlayan, mesleği, kendimizi ve bu işi yapacağımız çevreyi (sektör içi ve dışı) tanıma aşaması olarak bakabiliriz.

Durum tespiti sonrası başlayacak oluşum sürecinin ilk aşamasına kabullenme aşaması diyebiliriz.

Gayrimenkul hareketleri insanların hayatlarındaki çok önemli bir konu ve karar olsa da, sektörün ve aktörlerinin çok saygı görür ve ayakta karşılanır bir konumda olmadığını kabullenmek bir zaman alacaktır.

Özellikle yaşamlarının önceki kesitlerinde meslekleri, unvanları, koltukları gibi sebeplerle saygıyla karşılanmış kişiler için gayrimenkul danışmanlığı etiketini kabullenmek bence en büyük ama en büyük oluşum aşamasıdır.

Bu etiketin önüne, sonuna, yanına ilaveler getirerek kendisini sıradan bir gayrimenkul danışmanından ayrıştırmaya çalışmak çok yaşanan bir durum olmakla birlikte; tecrübemle sabittir ki, bilgimiz ve konumuza hakimiyetimizle bir fark yaratana kadar, bu niteleme sıfatları muhataplarımızda neredeyse hiçbir etki yaratmamaktadır.

Bu aşamayı geçtikten sonra karşılaşacağımız ikinci basamak, sektörün ve temsilcilerinin kurumsallık düzeylerindeki zayıflıktır. Bundan on yıl öncesine göre ne yazık ki sektörün kalitesinin daha gerilerde olduğu değerlendirmemi de hesaba katarsak; yetki, hizmet bedeli, yer gösterme belgeleri, satış vaadi sözleşmeleri benzeri kurumsallık göstergeleri açısından kendimiz kırmızı çizgilerimizi belirlemezsek ne ofisimizin, ne markamızın, ne sektörümüzün, ne de genel anlamda mevzuatın bize çok desteklerinin olmayacağını bilmeliyiz.

Yeni başlayanlar için üçüncü basamak ise bu işin her yerde, her şeyi satmak gibi bir görev tanımı olduğu yanılsamasıdır. İlk bir yılın sonuna geldiğinde gayrimenkul danışmanlarının pek çoğu en az bulundukları ilin sınırlarının neredeyse %90’ına, bazıları ise en az 4-5 şehre uzanacak bir hayaller dünyasında gayrimenkul kovaladıklarını fark ederler. Para kazanamazlar demiyorum, ancak bu yorucu yolculuk onların bir müdahalesi olmazsa sonsuza kadar sürebilecek bir sistemsizlik olarak kalacaktır.

Bu üç temel basamak üzerinden bir gayrimenkul danışmanın oluşum sürecini özetlemek gerekirse; sektöre yeni giriş yapmış kişinin ilk yapması gerekenler sektör öncesi birikimlerini değerlendirmek, taşıdığı etiketin genel algılanışını kabullenmek, kendi kurumsallık karakterini oluşturmaya çalışmak ve son olarak da mümkün olduğu kadar odaklı kalmaya çalışmak olmalıdır.

Gayrimenkul danışmanlığı yol haritasının gelişim ve dönüşüm süreçleri üzerine yazılarım için lütfen takipte kalın.

Haftaya görüşmek üzere, iyi pazarlar…