EMLAK GÜNDEMİ

Kentsel Dönüşümde Bilim Konuşmalı

Antalya’da kentsel dönüşüm süreci özellikle sahil bölgelerinde yaşayan vatandaşların gündeminde. Konyaaltı Caddesi, Bahçelievler ve Kışla Mahallesi gibi bölgelerde çok sayıda eski apartmanın riskli durumda olduğu tartışmaları sürerken, Avukat Necati Yılmaz önemli açıklamalarda bulundu.

Yılmaz, kamuoyuna yansıyan bazı iddialara tepki göstererek, “Bu meselede iddialar değil, bilim konuşmalı” dedi.

“1980 Öncesi Binalarda Malzeme Riski Büyük”

Yılmaz, 1980 öncesinde inşa edilen binaların büyük bölümünde deniz kumu ve dere kumu kullanıldığını, yapılan teknik incelemelerin de bunu ortaya koyduğunu belirtti.
İşıklar bölgesinde yapılan testlerde yalnızca bir binanın sağlam çıktığını, onun da deniz kumu kullanılmadan inşa edildiğini hatırlattı. Bu durumun, kullanılan malzemenin bizzat en büyük risk faktörü olduğunu vurguladı.

Kışla Mahallesi’nden Çarpıcı Örnekler

Avukat Yılmaz’ın verdiği örneklerden biri de Kışla Mahallesi oldu. Resmi raporlara göre:

  • Mehmet Konuk Apartmanı: 11 MPa

  • Halil Konuk Apartmanı: 12 MPa

  • Aynı adadaki başka bir bina: yalnızca 6 MPa

Bu değerlerin yapı yönetmeliğine göre riskli yapı kategorisine girdiğini ifade eden Yılmaz, söz konusu binalara ilişkin yapılan itirazların da reddedildiğini, kararların üniversite temsilcileri ve Bakanlık uzmanlarından oluşan yedi kişilik teknik heyet tarafından alındığını hatırlattı.

“Gayriresmi Raporlarla Halk Yanıltılamaz”

Basında yer alan ve bina sakinlerinden birinin beyanına dayandırılan “gayriresmi karot raporu” iddialarına da değinen Yılmaz, bu tür belgelerin tarih, imza ve kaşeden yoksun olduğuna dikkat çekti.
“Bilim dışı raporlarla halkı yanıltmak hem hukuken suç hem de vicdanen kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“Mesele Konfor Değil, Can Güvenliği”

Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşların tepkisini anladığını dile getiren Yılmaz, sürecin temelinde can güvenliği olduğunun altını çizdi:
“Hiç kimse evinden olmak istemez fakat riskli yapılarda kalmak, hayatı tehlikeye atmak demektir.”

Yılmaz, yapı tespitlerinin lisanslı firmalar eliyle, üniversitelerle iş birliği içinde ve mevzuata uygun şekilde yürütüldüğünü belirtti. Yanlış bilgilendirme çabalarının toplumsal sorumlulukla bağdaşmadığını da sözlerine ekledi.