1958 yılında Bingöl’de doğduğunu belirterek sözlerine başlayan Mehmet Tahir Tikici, “1980’li yıllarda üniversiteye hazırlık için İstanbul’a geldim ve tıp fakültesini kazandım.

Bursa’da 2 yıl tıp fakültesinde eğitim gördüm lakin eğitimimi yarıda bıraktım ve sonrasında işletme fakültesini bitirdim. İş hayatına öncelikle Kapalıçarşı’da kuyumcu ve döviz işi yaparak başladım.

Sonrasında 1994 yılında inşaat sektörüne geçtim. 1998 yılında Yükseliş İnşaat’ı ve sonrasında da Per Yapı İnşaat’ı kurdum.

Uzun yıllardır yap-sat, kamu ihaleleri, üstyapı, çevre düzenleme ve restorasyon işleri olarak inşaat sektöründe faaliyet göstermekteyiz. İşlerimizin büyük çoğunluğu İstanbul, Bingöl, Bodrum ve Fethiye’de yer almaktadır” dedi.

Turizm projeleri de inşa ediyoruz

Yükseliş İnşaat olarak inşa ettikleri özel projeleri anlatan Tikici, “Bizim kendimize ait projelerimiz var.

Aynı zamanda alt yüklenicisi olduğumuz Ant Yapı, İş GYO, Birleşik İnşaat ve Fabay İnşaat’ın projelerini de üstlendik.

Özel sektörde yaptığımız işler kamuda yaptığımız işlerden daha fazladır. Mesela Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi’ndeki turizm yatırımlarında bizim de emeğimiz var.

Deprem Değil Binalar Öldürüyor Deprem Değil Binalar Öldürüyor

Buna en güzel örnek Anthaven projesi diyebiliriz. Bunun yanı sıra bölgelerde malikâneler, villalar ve tatil köyleri de yaptık. Kendi memleketim olan Bingöl’de Kiğı Belediye Binası ve 179 tane afet konutunu yapıp teslim ettik.

Şimdi ise Bingöl Üniversitesi’nin Diş Hekimliği Fakültesi ve Hastanesi’ni inşa ediyoruz ve 2024 yılının Ekim ayında bitirmeyi planlıyoruz.

Esas faaliyet gösterdiğimiz İstanbul’da ise Türkiye İş Bankası’na ait Kartal Manzara Adaları ve Kasaba projesinin 4. kısmını inşa ettik.

Bunun yanı sıra birçok restorasyon işleri, kentsel dönüşüm ve kendi arsalarımıza veya bize verilen hisseli arsalara ait kat karşılığı inşaat yapmaya devam ediyoruz.

İlgili firmalar yatırım yaptıktan sonra bizlerden teklif alırlar ve bizim de verdiğimiz teklif kabul edildiği takdirde işimizi en iyi şekilde bitirip teslim ederiz. Bu yüzden de sürekli bizi tercih ederler” diye konuştu.

İstanbul halkının büyük çoğunluğu beton tabutlarda yaşıyor

İstanbul’daki deprem tehlikesine yönelik önemli açıklamalarda bulunan Tikici, “Maalesef bir deprem gerçeğiyle iç içe yaşıyoruz. Öncelikle kentsel dönüşüme büyük önem verilmeli ve çürük yapılardan toplum olarak bir an önce kurtulmalıyız.

Söylenenlere göre İstanbul’daki yapıların büyük çoğunluğu çürük yapılardan ibarettir. Açıkça söylemek gerekirse, insanlar ne yazık ki beton tabutlar içerisinde yaşıyorlar.

Bir deprem olduğunda o çürük binalarda oturan insanlar bizi arıyorlar ve yaşadıkları binaların durumuyla ilgili bizlerden fikir alışverişinde bulunmamızı istiyorlar fakat 2 ay sonra unutuyorlar.

Kentsel dönüşümün hızlanması için insanların biraz kanaatkâr olması gerekiyor. Bazı vatandaşlar “50 yıldır burada yaşıyorum, ömrümün sonuna geldim, ne gerek var ki kentsel dönüşüme?” diyor.

Yaşadığınız evin sizin için anısı olabilir ama yarın bir gün çocuğunuz, torununuz veya misafiriniz geldiğinde deprem olursa ne yapacaksınız? Depremde günübirlik maça giden kişiler kaldıkları otelin yıkılması sonucu enkaz altında kaldılar. Allah bize akıl vermiş.

Bunu en mantıklı şekilde kullanıp atımızı sağlam iple bağlamak yerine kadere bağlamamalıyız. Devletimiz kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda oturan vatandaşlar için nakliye ve kira desteği veriyor. Vatandaşların da burada fedakârlık yapması gerekiyor.

Mesela eskiden yaşadığı depreme dayanıksız evi 120 metrekare ise depreme dayanıklı 80 metrekare eve razı olmalıdır. Çünkü bir an önce bu konuda anlaşma yapılamazsa evleri yıkılıp sevdiklerini kaybettiklerinde ve hatta ne yazık ki oturdukları mahalleler yaşanılamaz hale geldiğinde artık çok geç olacak.

Bu bir tek deprem bölgesini değil tüm ülkeyi de sarsıyor. Bunun manevi boyutu ne yazık ki çok acı ama hayat devam ettiğinde maddi zararları da çok acı. Her yaşanan depremden sonra oluşan maddi yükten dolayı tüm ülke sarsılıyor.

6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen depremden sonra deprem bölgesine 105 milyar dolar para aktarılacağı var sayılıyor. Bunu dünyada hiçbir devlet kendiliğinden sağlayamaz. Herkes yaşayacağı binayı deprem gerçeğine göre inşa etmeli veya içinde yaşıyorsa deprem yönetmeliğine uygun dönüştürmelidir” dedi.

Müteahhitler risk alıyor

Kentsel dönüşüm projelerinin tek taraflı olmaması gerektiğini ifade eden Tikici, “Kentsel dönüşüm çalışmalarının devlet eliyle TOKİ, Emlak Konut ve Belediyeler üzerinden yapılıyor olması daha mantıklıdır. Bunların dışında özel sektörlerde kat karşılığı kentsel dönüşüm projeleri yapıyor.

Özel sektörün yaptığı kentsel dönüşüm projelerinin yüklenici firma için cüzi de olsa kazançlı olması gerekiyor. Mesela Üsküdar’da eski binaların çoğu hisseli parsellerin üstüne inşa edilmiş, merkezi yerlerdeki binalarda da ne yazık ki imar yeterli değil.

Maalesef insanlar istiyorlar ki binaları yeniden inşa edilsin ama karşılığında para vermesinler. Müteahhitler bu tarz sorunları olan yerlere müdahil olamıyorlar. Bize de böyle talepler geliyor ama pek yanaşmıyoruz. Çünkü 50 malikin yaşadığı bir binada 50 kişinin farklı sorunları olabiliyor. Kentsel dönüşüm için yeterlilik salt çoğunluğa çevrildi.

Önceden bir binada yaşayanların 3’te 2’sinin onayı gerekiyordu ama şimdi yarısından fazlası onay verirse proje onaylanıyor. Belediyeler karot testi yapıp 3 ay mühlet vererek binayı boşaltıyor ve yıkım yapılmaya başlanıyor.

Fakat insanlar böyle bir talepte bulunmazlarsa belediyeler kontrol edip test yapmıyorlar. Aslında inşa edilen her binaya nasıl ki trafiğe çıkan tüm araçlar için bir ömür veriliyorsa binalara da aynı şekilde bir ömür biçilmelidir.

Sonrasında belediyeler halkın başvuru yapmasını beklemeden üniversiteler, odalar ve diğer kuruluşlar ile işbirliği yaparak her binanın röntgenini çekmelidir.

Zabıtaların semt pazarlarını dolaşarak denetlediği gibi uzman ekipler de İstanbul’un her binasını gidip yerinde araştırarak rapor hazırlamalıdır.

İnsanlar her şeyi müteahhitten bekliyorlar. Sanıyorlar ki, müteahhit ile anlaştıkları takdirde her şey hızlıca sonuçlanacak. Hâlbuki gerekli olan bir sürü prosedürler var” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Gayrimenkul Gündemi