Milliyet'ten Eren Aka'nın Yazısı...
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından etkilenen 11 ildeki depremzedeler ve fay hatlarının tehdit ettiği illerde oturan vatandaşlar riskin en az olduğu illere göç etmeye başladı.
Bu illerin başında Kırklareli geliyor. Kırklareli’nde de en çok talep alan ilçe Lüleburgaz. Ben de bu kadar talepte olan kenti merak edip bir günümü Lüleburgaz’da geçirdim.
İlçeye girer girmez sanki yurt dışında bir ülkeye gitmiş gibi hissettim. Kent gerçekten çok düzenli. İlk dikkatimi çeken olay, trafiğe kapalı caddelerde araba, motosiklet park edilmesine asla izin verilmesiydi.
Avrupa ülkelerinde gördüğümüz yaya önceliğini deneyimlemek bile çok iyiydi. Başkan Bey ilçe dışına çıkmayacaksa asla araç kullanmıyormuş. Kentin her noktasını bisikletle dolaşıyormuş. Başkan bisikletle ilgili çok kafa yormuş hatta Hollanda ile iş birliği yapıyormuş.
Aynı zamanda kenti bir akademi şehrine çevirmiş. Sanat, Lezzet, Futbol, Kadın ve Bisiklet dallarında akademiler kurmuş. Kentte Başkan’ı kime sorduysam herkes çok olumlu sözler etti. Ben bile bir günde duyduklarıma çok mutlu oldum. Kısacası, Başkan’ın kente kazandırdıklarını say say bitmez.
‘Taviz vermedik’
Gelelim Başkan’ın konut ve yapılarla ilgili söylediklerine. Başkan Gerenli, “ Uzun yıllardır yatay mimariyi tavizsiz bir şekilde uygulayan bir belediyeyiz. Bugüne kadar kentte en fazla 5 katlı yapıya izin veriyorduk. Artık yeni imara açılan konut alanlarının da yüzde 26’sını iki kat, yüzde 23’ünü de 4 kat olarak onay veriyoruz.
Yatay mimariyi önceliyoruz. Yüzde 25 ve 1 emsal olarak uyguluyoruz. Bunu gerçekten çok önemsiyoruz. Bu şekilde hem depreme karşı dayanıklı olmak hem de obez büyümemek istiyoruz.
‘Yüksek yapı yok’
Başkan Gerenli, sözlerine şöyle devam etti: “Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 50 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine neden olan deprem şehirleşmede yatay mimarinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzmanlar, yüksek katlı yapılaşma yerine yatay mimarinin olası afetlerde önem kazandığına değinirken Lüleburgaz Belediyesi imar planlarında uzun yıllardır uyguladığı yatay mimariyle örnek oldu.
Belediye, sıkı bir disiplinle uyguladığı imar planları sayesinde eski imar alanlarında 5, yeni imar alanlarında ise 4 kattan fazla yapılaşmaya izin vermiyor. Yatay mimarinin hakim olduğu kent içerisinde tek bir yüksek yapı dahi bulunmuyor. Öte yandan, Lüleburgaz Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü de olası bir depreme karşı tatbikatlarına yıl boyunca devam ediyor.
‘Yüzde 26’sı iki kat!’
Tüm bunlarla birlikte çarpık büyümenin önüne geçmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kentte Lüleburgaz Belediyesi hizmet alanları içerisinde 5 kattan yüksek yapıya hiçbir şekilde izin verilmiyor.
O binalara yıkım!
Tüm bunlarla birlikte 2015 yılında aktif hale gelen Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamında Lüleburgaz Belediyesi depreme dayanıksız olduğu tespit edilen 154 binadan 150’sinin yıkımını gerçekleştirdi. Kalan 4 binanın yıkımı için ise yasal sürecin tamamlanması bekleniyor.
Kentin kontrollü büyümesi önceliğimiz. Yüzde 25 ve 1 emsal olarak uyguluyoruz. Bunu gerçekten çok önemsiyoruz. Çünkü hızlı göç almaktan çok korkuyoruz. Bu şekilde, hem depreme karşı dayanıklı olmak hem de obez büyümemek istiyoruz.
Biz geçen yılı Göç Yılı olarak kutladık. Büyüyeceksek kontrollü büyüyelim ve gettolar oluşmasın istiyoruz. Lüleburgazlı kimliği ve Lüleburgazlı kültürüyle bütünleşmeye devam edelim. Kentin dokusu bozulmasın istiyoruz” dedi.
