Ege'de Son Söz'den Muhittin Akabel'in haberine göre, Müteahhitler Federasyonu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kahraman, 6 Şubat depreminin yıldönümünde, İzmir’deki yapıların yüzde 60’ından fazlasının riskli yapı olduğuna dikkat çekti.

Bu yapıların acilen dönüştürülmesi gerektiğini belirten Başkan Kahraman, “Yüksek inşaat maliyetleri nedeniyle İZTO’da İnşaat Grubu üyesi 10 binden fazla üyemizin yüzde 90’ı konut üretmiyor, üretemiyor. Sektör tükenme noktasına geldi. Sektörü ayağa kaldırmanın yolu, kentsel dönüşümden geçiyor” açıklamasında bulundu.

PARASI OLAN KONUTA DEĞİL, FAİZE YÖNELMİŞ DURUMDA

TOBB verilerine göre İzmir’de 2023 yılı içerisinde toplam 871 inşaat şirketi kurulurken, 161’i kapanmış. İnşaat faaliyeti göstermeye başlayan gerçek kişilerin sayısı 292 iken, 349’u faaliyetlerine son vermiş. Kurulan inşaat kooperatifi sayısı 271 iken, kapananların sayısı 45 olarak gerçekleşmiş.

Bu rakamları değerlendiren Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, “Şirketler bir şekilde ayakta durabiliyor ama şahıslar bir süre sonra pes ediyor. Sonuç işte budur. Son dönemlerde artan maliyet girdileri, malzeme fiyatlarındaki olağanüstü artışlar, faizlerin yükselmesiyle insanların konutu bir yatırım aracı olarak görmeyi arka plana bırakmasından sektör olumsuz olarak etkilendi.

İzmir’de inşaat grubuna bağlı 10 bine yakın üyemiz var. İnşaat grubunun dışında da yine inşaatla uğraşan; mühendislik veya farklı alanda faaliyet gösterin inşaat yapan yaklaşık 5-6 bin kişi var. 2023 yılı sonlarına doğru sektör neredeyse durma noktasına geldi. Durağanlık, 2024’ün ikinci ayına girdiğimiz şu günlerde de devam ediyor.

Üyelerimizin yüzde 90’ı şu an itibariyle iş yapmıyor, inşaat üretmiyor, üretemiyor. Güçlü bir ekonomik yapısı olan inşaat şirketleri belki kapanmıyor ama şahısların gücü, ayakta kalmaya yetmiyor ve sonuçta inşaat faaliyetleri duruyor. Burada vatandaşın alım gücünün düşmesi, inşaat malzemelerindeki fahiş artışlar, hatta vatandaşın konutunu satıp faize yatırmaya yönelmesinin de bu durağanlıkta çok büyük bir etkisi olduğunu söyleyebilirim” dedi.

DEVLET, ÖZEL KENTSEL DÖNÜŞÜM VE PROJEYİ TAMAMLAMA KREDİSİ VERMELİ

Ülke genelinde olduğu gibi İzmir’de de riskli yapı stokunun yüzde 60’ın üzerinde olduğuna vurgu yapan MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Konuya bir de öbür taraftan bakacak olursak, ülke genelinde riskli yapı stokumuz yüzde 60’ın üzerinde. Riskli yapılarla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın değerlendirmelerde bulunması ve devletin de çeşitli önlemler alması, çözüm üretmesi gerekiyor. 10 daireli bir yerde siz dönüşüm yapmaya kalksanız, bu dönüşümün maliyetinin en az yüzde 50’sini vatandaş karşılamak zorunda. Maalesef vatandaşın böyle bir parası yok.

İhracata ‘Çelik’ gibi Destek İhracata ‘Çelik’ gibi Destek

Dolayısıyla kentsel dönüşüme katılamıyor. Bu da sektörün durmasına sebep olan durumlardan birisidir. Devlet destekleri, özel kentsel dönüşüm kredileri, proje tamamlama kredisi gibi finansal katkılarla sektörün desteklenmesi gerekiyor. Destek gelirse hem sektörün önü açılmış olur, hem de riskli yapılardan kurtulmuş oluruz.

Konuta ihtiyaç var ve inşaat sektörü çalışamıyor, üretemiyor. Burada bir çelişki var. Konuta ihtiyaç çok fazla ama insanların alım gücü yok. Alt ve orta gelir grubundaki insanların artık konut edinmeleri, hayal etmenin de ötesine geçti, artık mümkün değil.

Aldığı maaşla, alacağı konut kredisini ödemesi mümkün değil. Kredi faizlerinin yüksekliği, bankaların verdiği kredinin düşüklüğü, konut almak için girişimde bulunmak isteyenlerin önüne engel olarak çıkıyor.”

SEKTÖR OLARAK 2024 YILINDAN DA BİR BEKLENTİMİZ YOK

Sektör temsilcilerinin, inşaat yapmak ve yapmamak arasında tereddüt ettiğini, “Yaparsam ben bunu kime satacağım?” dediğini belirten MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, 2024 yılından da sektör olarak bir beklentilerinin olmadığının altını çizdi. Başkan Kahraman, değerlendirmelerini şu sözlerle sürdürdü:

“Ürettiğiniz konutu satamadıktan sonra üretmenin de bir anlamı kalmıyor tabii ki. Bu süreç, daha ne kadar devam eder? Açık söylüyorum; 2024 yılından maalesef bir beklentim yok bu anlamda. İnşaat sektöründeki daralma, 2024 yılında da devam edecek.

Ancak en azından kentsel dönüşümle ilgili alınacak radikal kararlar ve verilecek desteklerle, sektör ayağa kaldırılabilir. Vatandaş, o zaman riskli yapıyı yerinde dönüştürebilir. Kentsel dönüşüme konutunu verecek vatandaşa da alternatifler sunmak gerekiyor.

Özellikle tarım ve orman vasfını yitirmiş olan kamu arazilerinin, uygun şekilde imara açılarak, vatandaşa, isterseniz yerinizi verin, karşılığında size şuradan bir arsa verelim, denmeli. Ya da imara açılan yerlerde devletin rezerv alan oluşturup orada hızlıca konut yapıp, onları sunması gerekir.

Kentsel dönüşümün yapılacağı yer karşılığında hazır konut gösterildiğinde, anlaşma daha kolay ve hızlı olacaktır. İzmir’in her yerinde bunu yapmak mümkündür. Çünkü İzmir’de bu nitelikte kamu arazileri mevcutta var. Böylece kentsel dönüşümdeki tıkanıklık giderilmiş olur.

6 Şubat’ta bir deprem yaşadık, o büyük acının birinci yıldönümündeyiz. İzmir’in bundan ders alması gerekiyor. Bu büyük riskten uzak durmak için elimizdeki riskli yapılardan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Bu dönüşüm bile konut açığını gidermekte katkı sağlayacaktır.”

Editör: Gayrimenkul Gündemi