Analistler bu durumu "konutun temel yatırım aracı" olarak görülmesiyle açıklarken, sektörün çatı kuruluşları GYODER, KONUTDER ve İNDER, bu ivmenin "sürdürülebilirlik" ve "erişilebilirlik" politikalarıyla desteklenmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve uluslararası veriler ışığında hazırlanan raporlar, Türk gayrimenkul sektörünün Avrupa'daki yerini netleştirdi. Türkiye, yaklaşık 1 milyon 478 bin adetlik yıllık satış rakamıyla Avrupa'da liderlik koltuğuna oturdu.
37 üyeli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ise Türkiye, 4,06 milyonluk satış yapan ABD'nin hemen ardından ikinci sırada konumlandı.
Bu devasa hacim, Türkiye'nin konut dinamiklerinin diğer Avrupa ülkelerinden ne kadar farklı olduğunu da gösteriyor. Türkiye'nin ardından gelen Birleşik Krallık'ta satışlar 1,24 milyonda kalırken, Fransa (750 bin), İtalya (720 bin) ve İspanya (715 bin) gibi büyük ekonomiler Türkiye'nin oldukça gerisinde kaldı.
Peki, bu yüksek satış rakamları ne anlama geliyor? Sektör temsilcileri, bu durumu ve sektörün gelecekteki ihtiyaçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
GYODER: Satış Hacmi Kadar Erişilebilirlik de Önemli
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, yüksek satış ivmesinin bu yıl da devam ettiğini belirterek, Ocak-Eylül dönemindeki satışların yıllık bazda yüzde 19,2 artarak 1 milyon 128 bin adedi aştığını söyledi.
Çekici'ye göre bu rakamlar, Türkiye'de konutun "sadece barınma değil, aynı zamanda temel bir tasarruf ve birikim aracı" olarak görülmesinin net bir sonucu.
Ancak Çekici, madalyonun diğer yüzüne de dikkat çekiyor: "Yüksek satış hacmi, sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik açısından dikkatle analiz edilmeli. Artan maliyetler ve finansmana erişim zorlukları, alıcı davranışlarını şekillendiriyor."
Yüksek satışlara rağmen ev sahipliği oranındaki düşüşe işaret eden Çekici, çözüme yönelik şu önerilerde bulundu:
-
10 Yıllık Konut Politikası: Arsa, finansman, tasarım ve konut tiplerinin net olarak planlandığı, kamu, özel sektör ve STK'lerin katıldığı "Türkiye Konut Politikası Platformu" kurulmalı.
-
"1+0" Daireler: Erişilebilirliği artırmak için "1+0" stüdyo daire tipinin yapımına tekrar izin verilmeli.
-
Sosyal Konut ve Dönüşüm: "Yüzyılın Konut Projesi" kapsamında 81 ilde 500 bin sosyal konut hamlesi ve kentsel dönüşüm destekleri hayati önem taşıyor.
-
Estetik Kaygılar: Son yıllarda adet bazlı üretime kayan sektörün, artık yaşam kalitesini artıran, kente değer katan ve mimari kimliğe önem veren projelere odaklanması gerekiyor.
KONUTDER: Üretimin Önündeki En Büyük Engel Arsa Maliyeti
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz ise konut satışları içinde ikinci elin payının artmasına dikkat çekerek, birinci el üretimin ve satışın artırılması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, deprem bölgesinde üretilen konutlar ve 500 bin konutluk sosyal konut hamlesinin "dünyada benzeri görülmemiş bir başarı" olduğunu ve sektörün üretim kapasitesini kanıtladığını belirtti.
Sektörün önündeki en büyük engelleri "yüksek arsa maliyetleri" ve "finansmana erişim" olarak sıralayan Yılmaz, kritik bir çözüm önerisi sundu:
"Kamu eliyle üretilecek arsaların özel sektöre vadeli ve uygun koşullarda sağlanması üretim maliyetlerini dengeleyecektir. Kamunun planlı arsa üretim gücü ile özel sektörün hız ve kalite kabiliyetinin birleşmesi durumunda konuta erişimin yaklaşık yüzde 40 artabileceğini öngörüyoruz."
Yılmaz, Türk markalı konut üreticilerinin mimari anlayış ve kalitede dünya standartlarını yakaladığını, hatta aştığını da sözlerine ekledi.
İNDER: Genç Nüfusla Liderlik Sürecek
İnşaatçılar ve Gayrimenkul Geliştiricileri Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli ise Türkiye'nin konut piyasasındaki geleceğine umutla bakıyor.
Türkiye'nin bu liderliği "hak ederek" elde ettiğini belirten Keçeli, "Nüfus yapısı ile genç nüfusun genele oranı Avrupa ve OECD ortalamasının çok üstünde. Bunun yanı sıra üretim kabiliyetimiz de çok dinamik ve iştahlı. Bu nedenle hem talep hem de arz oluşumu açısından şartlar olumlu" değerlendirmesinde bulundu. Keçeli, Türk gayrimenkul geliştiricilerinin teknoloji ve iş gücü açısından kaydettiği ilerlemenin bu başarıda büyük payı olduğunu vurguladı.