Zilliyetin TDK sözlüğünde geçen anlamı şöyledir: ‘’ Sahibi kendisi olsun ya da olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci.’’
Kişinin zilyet olma iradesi kendisi tarafından bırakılmadıkça veya başkası tarafından sonlandırılmadıkça devam eder.
Zilyetlik tanımı her ne kadar mülkiyete benzese de, ayırt etmek gerekir ki, zilliyet hakkı mülk sahibi olmak dışında bir haktır.
Mülkiyet, bir kimsenin eşya üzerindeki hakkını ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Halbuki zilliyet, bu haktan bağımsız bir şekilde sadece eşya üzerinde var olan bir hakimiyet durumunu gösterir.
Örneğin, bir ev sahibi eğer evini kiraya verdiyse, evdeki kiracı o evin zilliyet hakkına sahip olur. Yani ev kiraya verildikten sonra, ev sahibi artık o evin zilliyet hakkına sahip değildir.
Zilliyet yalnızca eşya üzerinde olan hakkı tanımlar. Yani zilliyet, mülkiyet hakkına bağlı bir durum değildir.
Halk arasında zilliyetlik durumu bir yeri satın almadan o yeri kullanma ve giderlerinin sorumluluklarını üstlenme olarak da bilinir.
Zilyetlik mülk olarak taşınır ya da taşınmaz mülk’e sahip olunmasına bakılmadan, kişinin bir malın üzerindeki hakimiyetini vurgular.
Aynı zamanda zilyetlik, Medeni hukuk’ta eşya hukuku dalında incelemeler yapan kuruma da denir.
ZİLLİYET TAPU ALINIR MI?
Zilliyet tapusu olarak bilinen belge, resmi olarak tapu özelliği olmayan bir belgedir, ama genelde tapusu olmayan gayrimenkullerin kullanım durumunu belirtir.
Kişiler Zilliyet durumu olan taşınmazın son durumunu Kadastro Müdürlüğünde öğrenebilirler.
Zilliyet tapulu bir yerin satışı söz konusu ise bununla ilgili detaylı ve geniş kapsamlı bir araştırma yapılmalıdır.
Bu araştırma Kadastro Müdürlüğüne giderek kolaylıkla yapılabilir. Araştırma sonucunda gayrimenkulün hem son durumu hem de yapılması gereken işlemler öğrenilebilir.