Evet, ben de inanamıyorum ama doğru. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu diye bir kurum ve bir de kanun var. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu. 2016’da yürürlüğe girmiş. Bu kanunun amacı şöyle açıklanmış; insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kurulmasına ilişkin esasların düzenlenmesidir. Bu kanun kapsamına giren ayrımcılık türleri şunlar: a) Ayrı tutma. b) Ayrımcılık talimatı verme ve bu talimatları uygulama. c) Çoklu ayrımcılık. ç) Doğrudan ayrımcılık. d) Dolaylı ayrımcılık. e) İşyerinde yıldırma. f) Makul düzenleme yapmama. g) Taciz. ğ) Varsayılan temele dayalı ayrımcılık. Bunları birbirinden nasıl ayıracağız? Bu kanunla ve diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kuruldu. Görevleri yaklaşık iki sayfa ama anafikir, ayrımcılığı önlemek ve cezalandırmak. Ayrımcılık yasağı ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek ve tüzel kişi kuruma başvurabilir. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, ihlalin etki ve sonuçlarının ağırlığı, failin ekonomik durumu ve çoklu ayrımcılığın ağırlaştırıcı etkisi dikkate alınarak ihlalden sorumlu olan kamu kuruluşları, meslek kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri hakkında 1.000 liradan 15 bin liraya kadar idari para cezası uygulanır. İşte ilk örneklerinden birini gördük. Bekara daire kiralamayan vatandaş 5 bin lira ceza yedi. Makul mü? Hayır. Zira bu ayrımcılık değil malına sahip olmak. Yasalar çerçevesinde tasarruf etmek Anayasal haktır. Evini istediğine verir, istemediğine vermez. Bu mülkiyet hakkının en bariz kullanımıdır. Bir de her kuruma idari ceza verme yetkisi tanınması hatadır. Öyle görülüyor ki bu kurumu daha çok göreceğiz.