Türkiye Gazetesi'nden Necmi Çiçekçi'nin haberine göre, 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 23 yıl geçti. 18 bin kişinin vefat ettiği o günden bu yana, Türkiye’de depreme hazırlık anlamında birçok projeye imza atıldı.

Hükûmetin çarpık kentleşmeyi bitirmek ve depreme dayanıklı evler inşa etmek için başlattığı ‘kentsel dönüşüm’ bu projelerin temelini oluşturdu.

Bugüne kadar 3 milyon konutun dönüşümü sağlandı. Ancak hâlâ gidilecek çok yol var…

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü raporuna göre İstanbul’da 1 milyon 225 bin bina, 4,8 milyon daire bulunuyor ve her dairede ortalama 3,3 kişi yaşıyor.

İstanbul’da yapım yılı 2000 ve öncesine ait bina sayısı ise 817 bin adedi aşıyor. Bu da 3,1 milyon konutun riskli olduğu anlamına geliyor.

DEPREM ÖLDÜRMEZ BİNA ÖLDÜRÜR

Kuzey Anadolu Fay Hattının geçtiği bölgede bulunan ve büyük bir depremin beklendiği İstanbul, yaşlı konut stokuyla dikkat çekiyor. Muhtemel 7,5 ve üzeri bir depremde 13 bin 492 binanın çok ağır, 39 bin 325 binanın ağır, 136 bin 746 binanın orta, 300 bin 963 binanın ise hafi f hasar alması bekleniyor.

Yapım tarihi 2000 ve öncesi yıllara ait binaların bulunduğu ilçelerin başında Fatih geliyor. Fatih’i, 35 bin 353 ile Üsküdar, 34 bin 618 ile Bağcılar, 34 bin 592 ile Pendik, 34 bin 333 ile Beykoz, 33 bin 727 ile Ümraniye ve 33 bin 68 binayla Sarıyer takip ediyor.

"BİNALARDA YAPI DENETİMİ ŞART"

Uzmanlar, 1999’da yaşanan büyük depreme kadar yapılan binaların büyük kısmının çok sağlam olmadığını, hazır beton alışkanlığının o tarihe kadar henüz doğru dürüst oluşmadığını söylüyor.

Depremde yıkılan binalarda deniz kumu dahi kullanıldığını gördüklerini, yığma yapı tarzının daha çok uygulandığına rastlandıklarını anlatan uzmanlar “Deprem sonrası ilk derli toplu yapı güçlendirme yönetmeliği 7 yıl sonra 2006’da çıkarılabildi. O tarihten sonra daha ciddi tedbirler alındı.

Ancak özellikle depremin yaşandığı yıla kadar olan binalara çok dikkat edilmeli. Özellikle 2000 ve öncesi tarihli binalarda oturan vatandaşlarımıza mutlaka yapı denetim testi yaptırmalarını öneriyoruz” dedi.

9,4 MİLYON KONUTUN DASK POLİÇESİ YOK!

Türkiye’deki 20 milyon 32 bin konuttan sadece yüzde 52,70’ine (10 milyon 561 bin 742 konut) Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılırken, henüz 9 milyon 470 bin 258 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunmuyor.

DASK verilerine göre, ülkede en yoğun kentleşmenin yaşandığı ve 6 milyon 840 bin konutun yer aldığı Marmara, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge.

Bölgede yüzde 62,40’lık oranla 4 milyon 265 bin 218 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor. Marmara Bölgesi’ni, yüzde 52,40 ile Ege, yüzde 48,70 ile İç Anadolu, yüzde 46,30 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 46,10 ile Doğu Anadolu, yüzde 45,70 ile Akdeniz ve yüzde 42,90 ile Karadeniz izledi. DASK’ın kurulduğu Eylül 2000’den bu yana meydana gelen depremler sonrasında hasar sahiplerine 1 milyar 159 milyon lira ödemede bulunuldu.

BELEDİYELER DESTEK OLMALI

Belediyelerin ‘güçlendirme yapacağım’ diyen vatandaşın önünü açması gerektiğini vurgulayan uzmanlar “Yapısal güçlendirme uygulamalarıyla konutlar yıkılıp yeniden yapmaya gerek kalmadan çok kısa sürelerde istenilen performans seviyelerine getirilebilir ve depreme karşı hazırlanabilir” dedi.

DEPREME KARŞI EVDE ALINACAK TEDBİRLER

Soba, elektrikli ısıtıcı ya da benzeri ısıtıcılar sağlam malzemelerle duvara veya yere sabitlenmeli.

Dolaplar duvara ya da diğer dolaplara sabitlenmelidir. -İçinde ağır eşyaların olduğu dolap kapaklarına mekanik kilitler takarak sıkıca kapalı kalmalarını sağlayabilirsiniz.

Zehirli, patlayıcı, yanıcı maddeler düşmeyecek bir konumda sabitlenmeli ve kırılmayacak bir şekilde depolanmalıdır.

Gaz kaçağı ve bundan kaynaklanabilecek yangın ihtimallerine karşı, gaz vanası ve elektrik sigortaları otomatik hâle getirilmeli.

Deprem anında binadan acilen çıkmak için kullanacağınız yollar daima hazır olmalı. Bu yollarda çıkışı engelleyebilecek eşyalar kaldırılmalıdır.

Mutlaka deprem anında yanında bulunduracağınız ve içinde hayati ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir çanta bulundurulmalı.

DEPREM İZOLATÖRÜ KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR

Depreme karşı binaların ayakta kalmalarını sağlayacak en önemli ürünlerden biri de deprem izolatörü…

Binaya entegre edilen bu izolatör ile deprem esnasında bina aheste sallanıyor. Sarsıntıdaki bütün gücü izolatör emiyor.

İzolatörün olmadığı klasik yapılar yere bağlı olduğu için mecburen hasar alıyor. Çünkü güç, direk yapıya basınç uyguluyor.

RİSKLİ YAPILARIN ACİLEN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKİYOR

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğuna dikkat çekerek “Her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun önemli bir oranı hâlen depreme dayanıksız eski yapılarda ikamet etmektedir.

Ne zaman, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz deprem, yeni acılara neden olmadan riskli yapıların acilen dönüştürülmesi gerekmektedir” dedi.

EKONOMİYE DE DARBE VURACAK

Depremlerin ekonomik etkilerine de dikkat çeken Yavuz Işık “Özellikle İstanbul gibi ticaretin, sanayinin ve önemli üstyapı ve altyapıların olduğu büyükşehirlerde olabilecek büyük bir depremin kötümser senaryosu sadece olası can kayıpları ile değil, ülke ekonomisine vuracağı darbe ile de değerlendirilmelidir.

Bu nedenle, kentsel dönüşümün hızını azaltan sorunların çözülmesi önem arz etmektedir. Bu sorunların çözülmesi ile vatandaşların güvenli ve konforlu hayat alanlarına kavuşması sağlanabileceği gibi, inşaat sektörünün canlanması, kalkınmaya ve istihdama katkı vermesi de sağlanacaktır.

Bu nedenle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalıdır” diye konuştu.

HAZIR BETON KULLANILMALI

Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi az hasarla atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Yavuz Işık “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına almayı hedefl eyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton tesislerinin üretim şartlarını, teknik ve laboratuvar altyapısını, personel yeterliliğini denetleyerek kaliteli ve yüksek dayanım sınıfl arında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır.

Yeni yapıların inşasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS belgeli kaliteli hazır beton, olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır” dedi.

Editör: TE Bilisim