Önce son sorudan başlayayım çünkü onun yanıtı kısa. Taraflar anlaşarak yüzde 25’in üzerinde zam yaparsa kanuna karşı gelmiş ve suç işlemiş olmaz. Taraflar anlaştığı takdirde anlaştıkları rakam yeni kira bedeli olur, burada problem yok. Geleyim zam meselesine. Ev sahibi kiracı problemi hiçbir zaman bu kadar yaygın olmamıştı. Hele hele evi satmanın bir tehdit unsuru olacağı aklıma bile gelecek bir husus değil. Ne için? Şimdiki ev sahibi evi satsa ne olacak?
Kiracının kira sözleşmesi aynı şartlarla devam edecek. Peki yeni malikin kazandığı bazı haklar mı var? Hayır böyle bir garanti de yok. Yeni malik bir ay içinde ihtarname gönderip altı ayın sonunda tahliye davası açabilir. Ancak bu davada ihtiyacını ispat zorundadır. İhtiyacını ispat edemeyecek yeni malik için başka bir özellik de yok. O halde birileri içinde kiracı olan bir daireyi niye alsın? Belki içinde kiracı var diye okuyucumun ev sahibi dairesini daha ucuza satacak yani kendisi zarar edecek, bunun tehdit unsuru olması neresinde?
Peki bir başka ihtimal, okuyucum zam konusunda anlaşamadı, ev sahibi kira tespit davası açacak, bu defa yeni kira bedelini mahkeme tayin edecek. Peki mahkeme yüzde 110 seviyesine çıkacak mı bakalım, belki de daha düşük bir rakam belirleyecek. Son diyeceğim de şu: Yüzde 25’lik zammın dışında daha yüksek bir kira bedeli tayini için kiranın beş yılı geçmesi gerektiğine dair açıklık olmadığı hususundaki görüşüm de devam ediyor.