Okuyucumun babası akıl hastalığına yakalanmış durumda. Böyle birinin vesayet altına alınması gerekir.

Ancak vesayet altına alınmamış ise ki öyle anlaşılıyor, anne tarafının engellemesi durumunda bu engellemenin şekli önem taşır. Bunun nasıl olduğunu bilmiyoruz.

Öyle akıl hastaları vardır ki, halen haberleşme araçları kullanabilmektedir, bundan yararlanılır.

Ancak buna dahi hakim olamayacak halde ise okuyucuma önerim, babasına vasi tayini için dava açmaktır. Böyle bir davada kendisinin vasi olabileceği ihtimal dahilindedir.

Bunun dışında bir başkasının vasi olması durumunda bu defa muhatabı o vasi olacaktır. Okuyucum, babasının hastalığından etkilenen annesinin de ruh halinin bozulduğundan söz ediyor.

Bu gösteriyor ki böyle bir dava açıldığında annesi vasi olarak tayin olunmayacak. Bu durumda da kendisinin vasi olarak atanma ihtimali artacak.

Ancak bir başkasının vasi olarak atanması halinde kendisinin iyi niyetle irtibat kurmasında bir engel de kalmayacak.

Bu halde dahi bir engelle karşılaşırsa dava yolu ile kişisel ilişki kurmak için karar talep edebilecek.

Ancak aile içinde bu şekil ihtilafları görmek çok üzücü. Bir baba ile üstelik rahatsız bir baba ile evladın ilişkisini engellemek hangi vicdana sığar bilemiyorum.

Bu kadar yakın birinin ilgisi hasta kimse için de tedavinin bir parçası değil midir?

Editör: TE Bilisim