Okuyucuma yardımcı olmak isterdim ama doğrusu pek yardımcı olamayacağım çünkü şöyle bir ortam gelişmiş: Okuyucumun yasal kiracısı yaklaşık bir buçuk yıl önce evi terk etmiş.

Bu hali ile sözleşme imzaladığı kiracı sözleşmesini feshetmiş. Sonrasında evde yaşamaya başlayan kişi kiracı değil.

Ancak yaklaşık bir buçuk yıldır evde oturuyor, kirasını ödüyor ve okuyucum da buna karşı çıkmıyor. Yani bu kişinin kiracılığını benimsemiş görünüyor.

İşte tahliyesini istediğinde karşısına bu iddia ile çıkılacak. Yani taraflar arasında bir kira ilişkisi kurulmuş. Kira ilişkisinin kurulması için mutlaka yazılı yapılması gerekmiyor, sözlü olarak da kira ilişkisi kurulabilir.

Dolayısı ile makul bir süre içinde dairede oturan kimseye karşı girişimde bulunulmaz, kirasını alıp durumu benimsenirse bu kişi için artık kiracı işlemi yapılır. Şayet ilişki başladığında, dairede oturmaya devam eden kimse için tahliyesi talep edilseydi bu talep sonuç verebilirdi.

Hatta böyle hukuki ilişki kurulmadan gayrimenkulleri işgal edenler için 3091 sayılı yasa tatbik edilir, mahkemeye başvurmadan kaymakamlığa müracaat ile tahliyesi sağlanabilirdi.

Ancak aradan geçen bir buçuk sene, hiçbir tahliye nedeni yoksa kiracının tahliyesini talepte problem yaşatabilir. Ancak hukuki tahliye nedenlerinin varlığı halinde buna dayanarak dava açmak mümkün olacaktır.

Editör: TE Bilisim