Kiraya verenin veya kiraya verenin eşinin, altsoyunun veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, kiralanan taşınmazı kullanma ihtiyaçlarının doğmuş olması halinde kiracıya karşı açılacak tahliye davası ile kira sözleşmesi sona erdirilebilir ve ihtiyaç nedeniyle kiracı tahliyesi gerçekleştirilebilir.

Kanunda belirtilen kişiler dışında kiraya verenin diğer yakınlarının ihtiyaçları nedeniyle tahliye talebinde bulunulması mümkün değildir.

Kiraya verenin veya kiraya verenin eşinin, altsoyunun veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, kiralanan taşınmazı kullanma ihtiyaçlarının doğmuş olması halinde kiracıya karşı açılacak tahliye davası ile kira sözleşmesi sona erdirilebilir ve ihtiyaç nedeniyle kiracı tahliyesi gerçekleştirilebilir.

Kanunda belirtilen kişiler dışında kiraya verenin diğer yakınlarının ihtiyaçları nedeniyle tahliye talebinde bulunulması mümkün değildir.

Bunun yanında kiraya verenin konut ihtiyacı sebebiyle tahliye davası açılabilmesi için konut ihtiyacının gerçek, zorunlu ve sürekli olması gerektiği Yargıtay kararlarında düzenlenmiştir.

‘’İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi, henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.’’ 

Belirli süreli kira sözleşmelerinde, kiracı hemen tahliye edilemez. Kiracı ve kiraya veren arasında sözleşmede belirlenmiş olan sürenin bitiminden itibaren bir ay içerisinde, kiraya veren tahliye davası açabilir.

Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise, kiraya veren üç ve altı aylık fesih bildirim sürelerine uygun olarak bir ay içerisinde tahliye davası açabilecektir.

Buna göre kira sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle her altı ay fesih döneminin üç ay öncesinden tahliye istenen kiracıya bildirimde bulunulması gerekmektedir.

Kiraya verenin fesih bildirimine rağmen kiracı, kiralananı terk etmemekte ısrar ediyorsa, bu halde kiraya veren fesih döneminin sonundan başlayarak bir ay içerisinde tahliye davası açabilecektir.

Zamanaşımı ve hak düşürücü süre ihtiyaç sebebiyle tahliye davasında kamu düzenine ilişkin olduğundan dolayı hâkim süreleri re’sen dikkate alır. Yasal süreler geçtikten sonra açılan tahliye davaları hak düşürücü süre nedeniyle hâkim tarafından reddedilir.

‘’Davanın süresinde açılıp açılmadığı tam olarak çözüme kavuşturulmadan esasa ilişkin bir karar verilmesi doğru değildir” 

Kiraya verenler arasında paylı mülkiyet ilişkisinin bulunması halinde, paydaşlardan biri tek başına gereksinim nedeniyle tahliye davası açamaz.

TMK m.688 hükmüne göre böyle bir dava ancak pay ve paydaş çoğunluğunun kararıyla açılabilir. Elbirliği mülkiyeti ilişkisinde de tahliye davasının açılması, maliklerin tamamının izni veya katılımıyla mümkün olabilir.

İhtiyaç nedeniyle tahliye davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise ilgili taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

Son olarak, ihtiyaç nedeniyle tahliye edilen taşınmaz en az 3 yıl dolmadıkça başka birine kiralanamaz.

Kiraya veren eski kiracısına tekrar kiralamak zorundadır aksi halde kiraya veren, son kira yılına ait bir yıllık kira bedelinden az olmayacak şekilde kiracıya tazminat ödemeye mahkum olur.

Editör: TE Bilisim