Hürriyet'te yer alan habere göre, DASK ve Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, Kahramanmaraş depreminde, zorunlu deprem sigortası kapsamında, 600 binin üzerinde hasarlı konut için 35 milyar TL ödeme gerçekleştirdiklerini belirterek, deprem sonrasında ortaya çıkan bazı tartışmalı konulara da açıklık getirdi.
Eren, 25 Kasım 2022’de, deprem sigortasında teminat artışına gidilerek teminatların iki katına çıkarıldığını, bu kapsamda evi yıkılan sigortalıların 300 bin lira alacak duruma ulaştığını ifade ederek, “Bazı vatandaşlarımız teminat artışından yararlanmak için ekstra prim ödeyerek zeyil yaptırdı ve teminatlarını artırdı; bazıları ise zeyil yaptırmadı. Deprem oldu ve zeyil yaptırmayıp, teminatını artırmayanlar eski teminatlar üzerinden hasarlarını aldı” dedi.
TEMİNAT BULMAKTA ZORLANIRIZ
Depremzedelerin hassasiyetinden yararlanmak isteyen bazı grupların, zeyil yaptırmayanların da hasarlarını yeni teminatlar üzerinden ödenmesi gerektiğini ortaya koyduklarını, bunun da hem reasürans hem de etik açıdan iki önemli sonuç doğuracağını ve DASK’ı zor duruma sokacağını ifade ederek, “Hasarları DASK’ta biriken fondan ödemedik. Büyük kısmını reasürans aracılığı ile ödedik. Riskimizi alıp yurtdışına transfer ettik, yabancı reasürörler bunu ödedi. Bazı hasar dosyaları yargıya intikal etti.
Bizim yargıya müdahalemiz olamaz, yargı ne karar verirse biz de ona göre pozisyon alacağız. DASK’ın aleyhinde sonuç çıkması halinde, zeylini yapmamış vatandaşa iki katı hasar ödenmesine karar verilirse bu durum DASK’a çok ciddi zarar verir” şeklinde konuştu.
ETİK SORUNU OLUŞUR
Selva Eren, DASK ile reasürans şirketleri arasında yapılan anlaşmaların kurallarının çok net olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kuralların dışına çıkıp iki katı ödeme yaparsak, gelecek sene yapılacak reasürans anlaşmaları sıkıntıya düşecek. Belki de teminat bulmakta zorlanacağız, bulamayabiliriz de. O zaman da riskimizi transfer edemeyeceğiz.
Bu sadece bizi ilgilendirmiyor; DASK’ın reasürans anlaşmaları, tüm sigorta sektörünün anlaşmalarını etkiler. DASK’ın aleyhinde çıkacak bir karara reasürans şirketleri nasıl yaklaşacaksa sektöre de öyle yaklaşacaktır.”
DASK’ın prim havuzunun yüzde 57’sinin Marmara bölgesinde satılan deprem sigortalarından oluştuğuna dikkat çeken Eren, “Biz zeyil yaptırmamış vatandaşlara iki katı hasar ödersek, bu sefer parasını ödeyip, zeyil yaptıranlar açısından etik sorunu oluşur.
Onlar da primlerimi iade edin diyebilir. Ayrıca DASK’ın prim havuzunun çoğunu oluşturan Marmara bölgesindeki sigortalıların da bu paranın aktarılması hususunda itirazları olabilir.
Bu gibi olaylarda çok yönlü düşünmek gerekir. Deprem acısı üzerinden menfaat elde etmeye çalışan insanları son derece üzüntüyle karşılıyorum. DASK 23 senelik bir kurum. Bu olumsuz durum DASK’ın geleceğine çok ciddi zarar verecek bir durum” dedi.
ELEKTRİKLİ ARACIN KASKOSU ŞİMDİLİK UCUZ
Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç, trafikte elektrikli araç sayısının her geçen gün arttığını ancak hasar frekansı konusunda henüz elde yeterli veri olmadığı için kaskolarının da şimdilik diğer araçlarla aynı fiyatta olduğunu söyledi.
Elektrikli araçların tamiratının zor ve süresinin uzun olduğunu, yetkin tamircisinin bulunmadığını, yedek parçalarının az üretildiğini, araç bedelinin yüzde 50’sinin bataryasından oluştuğunu belirten Ortaç, daha çabuk perte çıktıklarını belirterek, “Avrupa ülkelerinde bu araçların sayısı arttıkça hasarlar da gelmeye başladı. İngiltere’de bazı sigorta şirketleri elektrikli araç sigortası yapmaktan kaçınmaya başladı, çünkü zararları çok yüksekli. O nedenle kasko fiyatları yüzde 75 arttı” dedi.
Türkiye’de elektrikli araçların yeni satılmaya başlandığını ifade eden Ortaç, şunları söyledi:
“Öğrenme periyodundayız. Şu anda bu araçların sigortası diğerleri ile aynı. Yine İngiltere’den örnek vereyim, bilindik bir marka 45 bin pounda satılıyor, sigortası ise yıllık 5 bin pound, yani yüzde 10’u. Bizde aynı markanın satış fiyatı 2.5 milyon TL.
Elbette bizde sigorta o fiyatlara çıkmaz ama bugünkü fiyatlarla olmayacağı da kesin. Yurtdışı piyasasında elektrikli araçların büyümesinin önündeki engel sigorta primlerinin yüksekliği olarak gösterilmeye başlandı. İleride pili onarılmaya başlayacak, rekabet olacak, tamir ve tamirci sayısı artacak, eğitimli personel fazlalaşacak; o zaman sigorta fiyatları da normal seviyeye gelecek.”