Merkez Bankası araştırmacılarının yayımladığı “Konut Kredisi Kaynaklı Nakit Akışı Kanalının Hanehalkı Tüketimine Etkisi” başlıklı rapor, aslında sokakta herkesin gördüğü tabloyu bilimsel verilerle doğruladı: Ucuz kredi döneminde konut, bir barınma ihtiyacından çıkarak servet artırma aracına dönüştü.

Borç Küçüldü, Servet Büyüdü

Negatif faizle TL kredi kullananlar, birkaç yıl içinde sabit taksitlerinin enflasyon karşısında eridiğini gördü. 2016’da maaşının yarısını kredi taksitine ayıran bir çalışan, bugün aynı taksiti maaşının çok küçük bir kısmıyla ödüyor. Böylece borç hızla küçülürken, krediyle alınan konutların değeri enflasyon ve talep baskısıyla katlandı.

Konutta Dünya Rekoru

Ucuz kredinin etkisiyle Türkiye, konut fiyat artışında üst üste dört yıl dünya birincisi oldu. Kira artışlarında da aynı tablo ortaya çıktı. İki yıllık yüzde 25’lik kira artış sınırına rağmen, ev sahibi-kiracı dengesi bozuldu, milyonlarca aile mağdur oldu.

Böylece konut üzerinden toplum genelinde büyük bir “rant dağıtımı” gerçekleşti.

İlk Konut Değil, Ek Konut Alındı

Düşük ve orta gelirli kesimler ucuz krediden faydalanamazken, varlıklı kesim ikinci, üçüncü hatta onuncu dairelerini aldı. Türkiye’de konut sahiplik oranı %60’tan %56,1’e gerilerken, kiracı oranı %23’ten %28’e yükseldi.

Gelir ve Servet Dağılımı Bozuldu

Derin negatif faiz politikası yalnızca gelir dağılımını değil, doğrudan servet dağılımını da bozdu. Ev sahibi olma hayali toplumun geniş bir kesimi için imkânsız hale gelirken, birden fazla evi olanlar piyasadaki en büyük kazanan konumuna geldi. Barınma hakkı göz göre göre spekülatif bir yatırım aracına dönüştü.

Enflasyona Direnç, Topluma Kriz

Konut ve kira fiyatlarındaki artış, bugün enflasyonun en dirençli kalemlerinden biri. Kısa vadede tüketimi canlandıran negatif faiz uygulaması, uzun vadede milyonları kiraya mahkûm ederek Türkiye’yi barınma krizine sürükledi.

Uzmanlara göre bu tablo yalnızca konut fiyatlarının yüksekliği değil; aynı zamanda tersine göç, iş gücü maliyetlerinin artması ve ülkenin rekabet gücünün zayıflaması risklerini de beraberinde getiriyor.

Bugünün Kazancı, Yarının Krizi

Negatif faiz dönemi, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul hale getirdi. Bugün kazanan gibi görünenler, yarın toplumsal huzursuzluğun bedelini üstlenecek. Türkiye, barınma hakkını yeniden tanımlamak zorunda kalacak.