Okuyucumun aklına haklı olarak takılan bir husus var ki sorusu doğrusu çok mantıklı. Ama hemen söyleyeyim.

Saklı pay hesabı, malın sahibinin mirasçılarından mal kaçırmaya yönelik eylemleri için söz konusu olur.

Malını satacak biri malını değeri karşılığı sattığında, o mal terekeden çıkmıştır ama yerine para girmiştir.

Bu halde mirasçılardan mal kaçırma söz konusu değildir, sadece malından tasarruf etme söz konusudur.

Dolayısıyla engellenecek bir durum değildir. Yani malı olan herkes bu malını kullanmakta veya satmakta serbesttir.

Saklı payın gündeme geldiği haller ölüme bağlı bir tasarruf ile malların tasarruf nisabının üzerinde bir devire neden olunması veya bağışlandığı halde satış gibi gösterilme halleridir.

Miras bırakan şunları yapabilir:

Saklı pay sahibi, bu payını alamasın diye gayrimenkulünü birilerine bedelsiz verir ama tapuda satış olarak gösterir. Bu halde saklı pay sahibi mirasçısından malını kaçırmış olur ki işte bu durum dava sebebidir. Ama gerçekten satış yapmış, parasını da almışsa bu malından tasarruf demektir ki mal kaçırma olarak nitelenmez.

Veya malın sahibi öyle bir vasiyetname yapar ki saklı pay sahiplerine bir şey kalmayacak biçimde mallarını birilerine bırakır. Bu halde de saklı pay hesabı devreye girer.

Vasiyetname yapacak kimse, saklı pay sahiplerinin bu payını koruyarak, geri kalan mallarını vasiyet edebilir.

Saklı pay dışında kalan kullanılabilir mallara tasarruf nisabı diyoruz. Dolayısıyla okuyucumun sorusunda malını satmak isteyen birinin malını satmasında bu yönden bir engel yoktur.

Editör: TE Bilisim