İnşaat sektörü, hem Türkiye'de hem de dünyada ciddi bir nitelikli personel açığıyla karşı karşıya. Özellikle Maraş depreminin ardından yeniden yapılanma sürecinde hissedilen bu eksiklik, mevcut personel maliyetlerini hızla yukarı çekiyor. Sektör temsilcileri, usta bulmanın zorlaşmasının projeleri yavaşlattığını ve maliyetleri öngörülemez hale getirdiğini belirtiyor.

Bu soruna çözüm arayışı, sektörü geleneksel yöntemlerden modern inşa tekniklerine doğru itiyor. Fabrika ortamında üretilip sahada birleştirilen modüler yapılar, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.

"Nitelikli Personel Azlığı Maliyetleri Artırıyor"

Consera Kurucusu ve TUCSA Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, nitelikli personelin az bulunmasının, aktif olarak çalışan ustaların maliyetini karşılamayı zorlaştırdığını belirtti. Şimşek, "Maraş depreminden sonra gördük ki tüm imkânlara sahip olunsa bile işçi bulmak büyük bir sorun. Büyük çaplı projelerde bu maliyetin altından kalkılması oldukça güç bir hale geldi. Küçük çaplı banyo veya mutfak inşasında minimum 2’şer kişiden oluşan 8-10 kişilik bir usta ekibinin çalışması gerekiyor, bu da maliyetleri daha da artıyor," dedi.

Sektörün Çözümü: Modüler Sistemler

Melih Şimşek'e göre, yaşanan bu darboğaz, inşaat sektöründe bir dönüşümü zorunlu kılıyor ve modüler inşa teknikleri bu noktada öne çıkıyor. İnşaatlara artık birer "ürün" gözüyle bakıldığını ifade eden Şimşek, şu çarpıcı bilgiyi paylaştı:

"Bir projede; sadece modüler banyo ve mutfak podlarının kullanılması bile toplam maliyeti yüzde 20 azaltıyor. Bu yöntemle inşaatta hem işler hem de maliyet daha kontrollü gerçekleştiriliyor. İnşaat sahasında her koşulda vardiyalı çalışmak mümkün değil, buna karşın modüler yapılar 7/24 fabrika ortamında üretilebiliyor."

Süreci Yüzde 40 Kısaltıyor, Hataları Önlüyor

"Off-site construction" (saha dışı üretim) olarak da bilinen modüler inşaat, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, iş gücü ihtiyacını azaltmasının yanı sıra, planlama, tasarım ve montaj aşamalarının eş zamanlı yürütülmesine olanak tanıyarak geleneksel yöntemlere göre süreci yüzde 40’a varan oranda kısaltıyor.

Bu sistemlerin avantajları hızla sınırlı değil:

  • Beklenmeyen maliyet artışları önleniyor.

  • İklim gibi olumsuz koşulların yaratacağı gecikmeler ve sürpriz harcamalar ortadan kalkıyor.

  • Üretimin fabrikada yapılması, sahadaki insan hatalarını minimize ediyor.

  • Enerji verimliliği konusunda da yapı fiziğine olumlu katkılar sağlıyor.

Türkiye'nin Çelik Kapasitesi Yeterli, 72 Bin Kişilik İstihdam Yaratılabilir

Yapılan araştırmalar, modüler inşaat sektörünün dünyada 2040 yılına kadar yıllık yüzde 6 ila 10 arası bir büyümeyle 1,1 trilyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşacağını gösteriyor.

Melih Şimşek, özellikle deprem kuşağındaki Türkiye için çelik ve modüler yapıların önemine dikkat çekti. Güvenli konut üretiminin can ve mal kayıplarının yanı sıra büyük ekonomik kayıpları da önleyeceğini belirten Şimşek, Türkiye'nin potansiyeline vurgu yaptı:

"Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. Ülkemizin tüm bu ihtiyacı karşılayacak çelik malzeme üretimine sahip olduğunun altını çizmek isterim. Ayrıca, bu miktarda bir üretim gerçekleştirmek yaklaşık 72 bin mavi yaka insan kaynağına ihtiyacımız bulunmakta, bu da büyük miktarda bir istihdam yaratmak anlamına geliyor."

İnşaat Sektörü Büyümesini Sürdürüyor
İnşaat Sektörü Büyümesini Sürdürüyor
İçeriği Görüntüle

Şimşek, çelik yapıların gelişip yaygınlaşması için kamuya da büyük iş düştüğünü belirterek, kamunun teşvik edici politikalarla bu konuya destek olabileceğini sözlerine ekledi.