"Konut üretimi arsa yokluğu nedeniyle tıkanıyor"
İnşaat sektörünün 200’ün üzerinde alt sektöre doğrudan etki ettiğini ve Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü olduğunu vurgulayan Algün, “Sektör bu kadar kritik bir konumdayken, arsa temini sorunu nedeniyle potansiyelinin çok gerisinde kalıyor. Şehir merkezlerinde özellikle üst gelir grubuna mensup mülk sahipleri arsalarını yıllarca atıl şekilde tutuyor. Bu da üretimi yavaşlatıyor, arzı daraltıyor, fiyatları yükseltiyor” dedi.
"Boş arsa vergisi getirilmeli"
Cihat Algün, çözüm önerisini şöyle açıkladı:
“Arsa sahibi, taşınmazını üretime kazandırmıyorsa – ne satıyor, ne proje geliştiriyor, ne de ortaklık kuruyorsa – bu durumda boş arsa vergisi ödemeli. Bu vergi her yıl kademeli olarak artırılmalı. İlk yıl için belirlenen rayiç bedelin %10’u olabilir, ikinci yıl %20, üçüncü yıl %30’a çıkabilir. Bu sistem, arsaların atıl kalmasını önler, üretimi teşvik eder.”
Gerçekçi rayiç bedel vurgusu
Algün, mevcut rayiç bedellerin piyasa gerçeklerinden uzak olduğunu da belirterek, adil bir değerleme sistemi oluşturulmasının gerekliliğine işaret etti:
“Vergi düzenlemesi rayiç bedel üzerinden değil, piyasa değerine yakın makul bir tespit üzerinden yapılmalı. Böylece hem spekülasyon önlenir hem de arsa sahipleri üretime zorlanır.”
"Çoklu mülk vergisi de düşünülmeli"
Sadece arsalar değil, kullanılmayan çok sayıda konuta sahip olanların da sisteme dahil edilmesi gerektiğini belirten Algün, şu öneriyi de paylaştı:
“Elinde birden fazla konut bulunan, ancak bunları kiraya vermeyen ya da satmayan mülk sahipleri için de çoklu mülk vergisi getirilmesi gündeme alınmalı. Bu sayede hem konut arzı artırılır hem de piyasa dengelenir.”
Cihat Algün’ün önerisi, özellikle konut üretiminin önünü açacak yapısal reformlara işaret etmesi açısından dikkat çekici. Boş arsa vergisi ve çoklu mülk vergisi gibi uygulamalar, Türkiye’de son yıllarda yoğun şekilde tartışılan konut erişilebilirliği sorununa alternatif bir çözüm modeli sunabilir.