2026’da Konutta Büyük Sıçrama Kapıda: Ekonominin Nabzı Yeniden İnşa Ediliyor
Konut sektörü Türkiye ekonomisinin en güçlü damarlarından biridir. Ne zaman bir hareketlenme başlasa, arkasından üretim, istihdam, hatta moral artışı gelir. Şimdi yine o dönemlerden birine yaklaşıyoruz. Göstergeler net: 2026 ortasında konutta ciddi bir sıçrama yaşanacak.
Bunu sadece “konut satışı artacak” şeklinde okumak eksik olur. Çünkü bu hareketlilik, doğrudan 260 alt sektörü etkileyecek bir dalga anlamına geliyor. Yani çimento fabrikasından mobilya atölyesine, lojistikten beyaz eşyaya kadar herkes bu rüzgârı hissedecek.
Faiz dengesi ve finansman modelleri oyunu değiştirebilir
Uzun süredir yüksek faiz ortamı nedeniyle ertelenen talepler birikmiş durumda. 2025 sonunda beklenen faiz gevşemesi, bu baskıyı aniden patlatabilir.
Benim gözlemim şu: vatandaşın artık “konut almak istiyorum ama giremiyorum” dediği psikolojik sınır, 2026 ortasında kırılacak. Çünkü hem bankalar yeni finansman modelleriyle devreye girecek, hem de hükümetin orta gelirliye dönük yeni destek paketleri gündemde olacak.
Kısacası, 2026’da “kira öder gibi ev sahibi olma” döneminin geri döndüğünü görebiliriz.
Konut sadece konut değildir
İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin domino taşı gibidir. Bir taş devrilince, arkasından yüzlercesi etkilenir.
Hatırlatalım: İnşaatta her 1 birimlik büyüme, 260 alt sektörde doğrudan üretim ve istihdam yaratıyor. Bu nedenle 2026’da yaşanacak olası bir konut patlaması, aslında ekonominin genel nabzını da hızlandıracak.
Ben buna “görünmez büyüme” diyorum. Çünkü vatandaş ev alırken, bir yandan fabrika çalışıyor, nakliyeci kazanıyor, marangozun tezgâhı dönüyor. O evin duvarına kadar giden her ürün, başka bir sektörün çarkını döndürüyor.
Yabancı yatırımcı yeniden Türkiye’ye dönebilir
2024 ve 2025’te jeopolitik nedenlerle yavaşlayan yabancı ilgisi, 2026’da yeniden hız kazanacak gibi duruyor. Özellikle Körfez yatırımcısı Türkiye konutunu hâlâ güvenli liman olarak görüyor.
Eğer kur istikrarı sağlanır ve vatandaşlık programlarında yeni düzenlemeler yapılırsa, 2026 sadece yerli değil, yabancı sermaye açısından da hareketli bir yıl olabilir.
Yeni dönemin anahtarı: Dönüşüm ve sürdürülebilirlik
Artık mesele sadece “daha çok ev yapmak” değil, “daha akıllı ve daha güvenli ev yapmak.”
Kentsel dönüşümdeki hızlanma, çevreci binalar ve enerji verimliliği standartları yeni dönemin yönünü belirleyecek. Bu noktada devletin açıklayacağı Ulusal Kentsel Dönüşüm Strateji Planı, 2026’yı belirleyen en kritik unsur olacak.
Ekonomide moral yılına hazırlanıyoruz
Ben 2026’yı “inşaatın değil, moralin yılı” olarak görüyorum. Çünkü uzun süredir ekonomik belirsizlikler altında ezilen piyasa, yeniden umutlanacak.
Birçok kişi ev sahibi olmanın mümkün olduğuna yeniden inanacak. Ve o inanç, üretimi tetikleyecek, üretim istihdamı büyütecek.
Yani bu sadece bir konut hikayesi değil, Türkiye’nin yeniden üretim hikayesidir.






