EMLAK GÜNDEMİ

İmar Hakkı Transferi Düzenlemesi: Sürdürülebilir Şehircilik İçin Yeni Bir Adım

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK), gündemdeki imar hakkı transferi düzenlemesi hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Emre Ilıcalı, düzenlemenin doğru ve kontrollü uygulandığında hem çevresel hem de ekonomik açıdan şehirler için kritik faydalar sağlayacağını belirtti.

Şehir Ölçeğinde Stratejik Bir Planlama

Dr. Ilıcalı, imar hakkı transferinin en dikkat çekici yönünün imar konusunun artık yalnızca parsel bazlı değil, şehir ölçeğinde stratejik bir araç haline gelmesi olduğunu vurguladı. Bu sayede:

  • Ekolojik açıdan korunması gereken bölgeler ve riskli alanlar yoğunluktan arındırılabilecek,

  • Gelişime uygun bölgeler ise yatırım çekebilecek.

İstanbul örneğini veren Ilıcalı, “Altyapı yatırımlarının önemli bir kısmı, plansız yoğunlaşma nedeniyle öngörülenden önce yapılmak zorunda kalıyor. Yeni düzenleme bu maliyet baskısını hafifletebilir. Ancak bunun için güçlü bir denetim mekanizması kurulmalı ve kamu yararı ön planda tutulmalıdır” dedi.

Çevresel ve Sosyal Katkılar

İmar hakkı transferi mekanizmasının, özellikle su havzaları, kıyı alanları ve ormanlık bölgeler üzerindeki yapılaşma baskısını azaltacağına dikkat çeken Ilıcalı, bunun biyoçeşitliliğin korunmasına, kentlerde ısı adası etkisinin düşmesine ve karbon yutaklarının güçlenmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Sosyal açıdan ise park, okul ve sağlık tesisi gibi kamusal alanların daha kısa sürede hayata geçirilmesine imkan tanıyabileceğini aktaran Ilıcalı, şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı İstanbul’da 6–7 metrekare civarında. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği minimum seviye 9 metrekaredir. Bu düzenleme, park ve rekreasyon alanlarının daha hızlı hayata geçirilmesini sağlayabilir.”

Çok Boyutlu Faydalar

Dr. Ilıcalı, imar hakkı transferinin yalnızca şehircilik açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda da çok boyutlu faydalar sunduğunu belirtti:

Çevresel: Tarım arazileri, ormanlar ve su havzaları üzerindeki baskı azalacak, doğal yaşam alanları korunacak.

Sosyal: Kamusal alanlar, parklar ve eğitim-sağlık tesisleri daha kısa sürede topluma kazandırılabilecek.

Ekonomik: Belediyelerin altyapı maliyetleri hafifleyecek, sürdürülebilir finansman araçları için yeni bir kapı aralanabilecek.

“Koruyan Kazanır, Kirleten Öder” İlkesi

Son olarak Ilıcalı, düzenlemenin şehircilik anlayışında yeni bir dönüm noktası olabileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

“İmar hakkı transferi, doğru kurgulandığında ‘koruyan kazanır, kirleten öder’ ilkesini şehircilik düzeyinde hayata geçirir. Türkiye’de şeffaflık ve kamu yararı gözetildiğinde, bu düzenleme sürdürülebilir şehirlerin inşasında stratejik bir adım olacaktır.”