10 Yıl İçinde Dava Açılmalı

Kadastro çalışmaları sırasında yapılan hataların düzeltilmesi için Kadastro Kanunu’nda 10 yıllık süre öngörülüyor. Bu süre, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren başlıyor. Dolayısıyla, örneğin 1984 yılında yapılan bir çalışmada, hatalara karşı dava açma imkânı 1994 yılına kadar mümkündü. Bu sürenin geçmesinden sonra açılan davalar, hak düşürücü süre nedeniyle büyük ölçüde reddediliyor.

Kadastro ile İmar Uygulamaları Karıştırılıyor

Vatandaşların en çok yanıldığı noktalardan biri ise kadastro çalışmaları ile imar uygulamalarını birbirine karıştırmak.

  • Kadastro, taşınmazların sınırlarını ve maliklerini belirliyor.

  • İmar uygulamaları (örneğin “18 uygulaması” veya mevzi imar planları) ise kentsel düzenleme kapsamında araziyi yeniden şekillendiriyor.

Eğer bir taşınmaz kadastro öncesinde tapuda kayıtlı ise ve malik belliyse, mülkiyet hakkı tamamen kaybolmuş sayılmıyor. Bu durumda, imar uygulamaları sırasında yapılan hataların düzeltilmesi gündeme gelebiliyor.

Kiracının 10 Yılı Doldurması Tahliye İçin Yeterli Değil
Kiracının 10 Yılı Doldurması Tahliye İçin Yeterli Değil
İçeriği Görüntüle

Mirasçılar da Etkileniyor

Kadastro sürecinde veya imar uygulamalarında yapılan hatalar yalnızca maliklerin değil, mirasçıların haklarını da doğrudan etkiliyor. Bir taşınmaz yanlışlıkla başkasının üzerine kaydedilmişse, mirasçılar da bu durumdan hak kaybına uğrayabiliyor.

Hukuki Destek Şart

Uzmanlar, hak kaybı yaşamamak için şu adımları öneriyor:

  • Taşınmazın tapudaki geçmiş kayıtlarının incelenmesi

  • Kadastro tutanaklarının ve varsa imar uygulaması belgelerinin kontrol edilmesi

  • Gerektiğinde uzman bir avukata başvurulması

Kadastro çalışmalarında 10 yıllık dava süresi dolmuşsa hak iddiası büyük risk taşıyor. Ancak mülkiyet kadastro öncesinde tapuda kayıtlı ise, imar uygulamalarındaki hatalar üzerinden hak arama imkânı devam edebiliyor.