Hukukçulara göre, bu tür durumlarda açılacak davalarda iki farklı talep gündeme gelebilir:
İptal Davası
Eğer toplantı usule uygun yapılmış ancak kararlar hukuka aykırı şekilde alınmışsa, iptal davası açılabiliyor. Bu durumda toplantı yapılmış sayılıyor, iptal kararı verilinceye kadar alınan kararlar geçerliliğini koruyor.
Yokluk Tespiti Davası
Buna karşılık, toplantı baştan itibaren geçersiz sayılabilecek bir şekilde yapılmışsa “yokluğun tespiti” talep edilebiliyor. Örneğin, toplantı daveti yalnızca ilan tahtasına asılmış ve yasal usule uygun yapılmamışsa, bu toplantı “yok hükmünde” kabul ediliyor. Mahkemenin vereceği karar ise, toplantının en baştan itibaren hiç yapılmamış olduğunu ve alınan kararların da geçersiz olduğunu ortaya koyuyor.
Sahte İmzalar Suç Teşkil Ediyor
Hukukçular, davet süreci veya toplantı kararlarında sahte imza bulunması halinde durumun daha da ağırlaştığını vurguluyor. Bu tür sahtecilik vakaları yalnızca yokluk sebebi olmakla kalmıyor, aynı zamanda cezai sorumluluk doğuruyor.
Sahte imzalar mahkemeye delil olarak sunulmuşsa, ilgili kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulabiliyor. Yapılacak inceleme sonucunda imzaların sahte olduğu tespit edilirse, toplantı yok hükmünde kabul edileceği gibi, sahte evrak düzenleyenler hapis cezası ile de karşı karşıya kalabiliyor.