Bu ve benzeri durumlara karşı dikkatli olunması gerekiyor. Peki neler yapılabilir? Bu konuların ayrıntılarını Hukukçu Umut Metin anlattı...

Durumun vahim olduğunu belirten Metin, “Bu kişilerden kötü niyetli olanlarca, telefonla aramanın da ötesine geçiliyor ve borçlu dışında, borçlu olmayan kişilerin adresinde haciz yapılmak istenmesi şeklindeki işlemlere rastlanabiliyor. Bu hacizler, maalesef sırf borçluyu çevresi nezdinde zora sokarak ödemeye zorlama planıyla kurgulanan hacizler” açıklamasında bulundu. Metin, şunları kaydetti:

“Bir icra işleminin temelde iki tarafı vardır. Bunlar alacaklı ve borçludur. Borçluya karşı icra takibi yapılabilirken, borçlu dışındaki kişiler de hacze muhatap edilemez. Bu tür haciz talepleri konusunda icra müdürleri dikkatli davranmalı.

Borçlu ile adresin bağı alacaklı tarafça ortaya konulmadığı sürece adreste haciz girişimi gündeme gelmemeli. Özellikle bu tür hacizlerle üçüncü kişilerin borçlu değilken, icra takibi tarafı gibi rahatsız edilmemesi uygun olur.”

Şirket Alacakalrı için Özel Konuta İcra Konur mu?

Bir şirketin borçlu olduğu hallerde, haciz işleminin muhatabının o şirketin tüzel kişiliği olduğuna vurgu yapan Umut Metin, şirketin borcu için şirketin adresi dışında özellikle şirket pay sahiplerinin şahsi adreslerinde ve konutlarında haciz gerçekleştirilemeyeceğine vurgu yaptı. 

Metin, “Alacağı tahsil etme çabası, bir başkasının hayatına, yaşamına müdahaleye evrilmemeli” diye konuştu.

Umut Metin, bir şirketin borcu için başka bir şirket adresinde haciz talebi bulunuyorsa, yapılması gerekenlere ilişkin ise şu açıklamayı yaptı:

A şirketinin B’ye borcu olabilir. A şirketinin de A1 - A2 isminde iki ortağı bulunabilir. Alacaklı taraf olan B’nin, A’nın borçları için A1 ile A2’nin adreslerinde haciz talebi varsa, önce bu haciz talebinin makul gerekçesi alacaklı tarafça ortaya konulmalıdır.

Adrese gidildiğinde ise borçlu A şirketinin orada varlığına daha en başta açık delil bulunmadığı sürece, adreste evrak kontrolü, evrak arama vb sürece girilmemeli.

Posta