Konut Piyasasında 21 Ay Sonra Bir İlk: Reel Artış Devri
Kasım ayı verileri, konut piyasasında uzun süredir beklenen kırılmanın sinyallerini veriyor. TCMB verilerine göre konut fiyatları aylık bazda %2,7 oranında yükselirken, yaklaşık 21 ayın ardından ilk kez %0,3 oranında bir reel artış kaydedildi.
Selçuk Geçer’e göre bu tablo, konutun artık enflasyona karşı koruma kalkanını yeniden kuşandığını gösteriyor. Satışların %7,8 oranında gerilemesine ve yabancı yatırımcının piyasadan çekilmesine rağmen Geçer, mevcut dönemi "mal toplama dönemi" olarak adlandırıyor. Ekonomiste göre konut fiyatları önümüzdeki dönemde çok daha sert ataklar yapmaya gebe.
Özel Sektörün 210 Milyar Dolarlık Borç Çıkmazı
Ekonominin makro dengelerini de analiz eden Geçer, özel sektörün yurt dışı kredi borcunun 210,8 milyar dolara ulaştığını hatırlattı. Kısa vadeli dış borcun 165,7 milyar dolar bandında olması, döviz kurundaki her türlü hareketliliğin sanayici ve bankacılık sistemi üzerinde yıkıcı bir etkisi olabileceğini gösteriyor.
"Doların 40 liradan 85 liraya fırlaması durumunda ne bankacılık sistemi kalır ne de özel sektör ayakta durabilir."
Asgari Ücret ve Yaşam Maliyeti: 60.000 TL Şart
Moody’s’in Türkiye için 2026 (%22) ve 2027 (%18,5) enflasyon tahminleri düşüş eğilimi gösterse de, sokaktaki gerçeklik bambaşka. Türk-İş verilerine göre yoksulluk sınırı 97.000 TL seviyesine dayanmış durumda.
Selçuk Geçer’in maaş zamlarına ilişkin öngörüleri ise sarsıcı:
Asgari Ücret: %100 zam yapılıp 44.000 TL olsa bile yoksulluk sınırının yarısına ulaşamıyor. Geçer'e göre insani bir yaşam için rakamın en az 60.000 TL olması gerekiyor.
Emekli Maaşları: Mevcut yasalar korunmuş olsaydı, en düşük emekli maaşının asgari ücretin %110'u yani 66.000 TL olması gerekiyordu.
Gelecek Tahmini: Yoksulluk sınırının önümüzdeki aylarda 140.000 - 150.000 TL bandına çıkması bekleniyor.
Yatırımcı Ne Yapmalı?
Piyasadaki durgunluğa rağmen reel artışın başlaması, gayrimenkulün yeniden "güvenli liman" olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Selçuk Geçer, bu sürecin bir fırsat penceresi sunduğunu ancak kur riskinin her zaman masada olduğunu vurguluyor.