Arsa Payı Yüzde 50’den, Yüzde 10-20’ye Düşürülmeli
Türkiye'de arsa maliyetlerinin konut fiyatlarını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Yılmaz, “Gelişmiş ülkelerde arsanın proje içindeki payı yüzde 20’yi geçmezken, İstanbul gibi büyük şehirlerde bu oran yüzde 40 ila 50 seviyelerine kadar çıkıyor. Bu durum, konuta erişimi zorlaştıran başlıca nedenlerden biri” dedi.
Bu sorunun çözümü için kamu eliyle üretilecek arsaların özel sektöre, toplam maliyetin yalnızca yüzde 10-20’sini oluşturacak şekilde, vadeli olarak verilmesi gerektiğini savunan Yılmaz, şu öneriyi dile getirdi:
“Kamunun, arsa geliştirme sürecine aktif katılımı ile konut fiyatları yüzde 40’a kadar düşebilir. Ayrıca arsa stokçuluğunun önüne geçmek için verilen arsalar için ‘3 yıl içinde projeye başlama’ şartı getirilmeli. Yeterlilik belgeleri bulunan A ve B sınıfı müteahhitlerin bu projeleri üstlenmesiyle hem hızlı hem de kaliteli konut üretimi sağlanabilir.”
“Arsa Maliyetine Dur Demeliyiz”
Yılmaz, konut arz açığının ve fiyat baskısının çözümü için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile temas halinde olduklarını da belirtti. “Uygun fiyatlı konut üretimi için kamu otoritelerine her türlü desteği vermeye hazırız. Bu konuda bakanlık nezdinde çalışmalar yürütülüyor” ifadelerini kullandı.
İkinci Eve Kredi Kısıtlaması Kaldırılmalı
Ev sahipliği oranının Avrupa Birliği ortalamasının (yüzde 69) altında kalarak Türkiye’de yüzde 56’ya gerilediğini hatırlatan Ziya Yılmaz, kredi kısıtlamalarının da bu tabloyu olumsuz etkilediğini söyledi:
“Kira artışları ve arz yetersizliği, bireysel yatırımcının konut alımı için finansmana erişememesinden kaynaklanıyor. Enflasyonun dengelenmesiyle birlikte, BDDK’nın ikinci eve yönelik kredi kısıtlamalarını kaldırmasını bekliyoruz.”
Yılmaz ayrıca, finansal imkânı olan bireylerin ikinci konutlarını kiralık olarak piyasaya sunmalarının, kiralık konut arzında denge sağlayabileceğini belirtti. Bu nedenle, ikinci konuta yönelik kredi kısıtlamalarının kaldırılmasının piyasa dengesi açısından kritik olduğunu vurguladı.