Konut barınma ihtiyacı, son yıllarda Türkiye’nin en önemli sosyo-ekonomik problemlerinden biri haline geldi. Özellikle büyükşehirlerde, asgari ücretle geçinen bir ailenin sağlıklı bir konuta erişimi giderek zorlaşıyor. İstanbul gibi metropollerde, kentsel dönüşüm ve deprem riski nedeniyle azalan konut stoku, fiyatları astronomik seviyelere taşıdı.
Harabe Evlere 20 Bin Lira İsteyen İnsafızlık
Kiralık konut piyasasında yaşanan en büyük sorunlardan biri, evin niteliği ile istenen kira bedeli arasındaki uçurum. İstanbul'un en ücra köşelerinde, yıkılmaya yüz tutmuş ve tek bir çivi dahi çakılmamış daireler için 20 bin TL ve üzeri kira bedelleri talep ediliyor. Kentsel dönüşüm nedeniyle evinden çıkmak zorunda kalan vatandaşlar, "başımı sokacak bir yer olsun" çaresizliğiyle bu fahiş fiyatları kabul etmek zorunda kalıyor. Bu durum, bölgesel rayiç bedellerin yapay bir şekilde yükselmesine ve devletin sağladığı kira yardımlarının piyasa gerçeklerinin gerisinde kalmasına neden oluyor.
Madalyonun Diğer Yüzü: Mağdur Ev Sahipleri
Konut krizinde oklar genellikle ev sahiplerine çevrilse de, madalyonun bir de diğer yüzü var. "Kötü komşu ev sahibi yapar" atasözü, günümüzde "kötü kiracı evden bezdirir" gerçeğine dönüşmüş durumda.
Emlak piyasasından gelen son haberler, evini temiz teslim edip harabe olarak geri alan mülk sahiplerinin isyanını ortaya koyuyor. Aidat borçlarını ödemeden kaçan, mutfak dolaplarını kıran, parkeleri söken ve evi adeta bir şantiye alanına çeviren kiracılar, ev sahiplerini büyük zarara uğratıyor. 10 bin TL kira alınan bir evin, tahliye sonrası 100-120 bin TL'lik tadilat masrafı çıkarması, mülk sahiplerini kiralama fikrinden uzaklaştırıp satışa yönelmelerine neden oluyor.
Deprem Etkisi ve Arz-Talep Dengesi
6 Şubat depremlerinin ardından yüz binlerce konutun yıkılması ve milyonlarca insanın güvenli bölgelere göç etmesi, Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya gibi illerde kira fiyatlarını tetikleyen ana unsurlardan biri oldu. Ancak devletin TOKİ eliyle yürüttüğü çalışmalar, arz-talep dengesini yeniden kurmayı hedefliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 453 bin konutun teslimini planlarken, hedefin 500 bine çıkarıldığını duyurdu. Her yeni konut teslimi, piyasadaki tansiyonu düşürecek bir adım olarak görülüyor.
Yeni Bir Model: Devletin Ev Sahibi Olduğu Sistem
Konut krizine kalıcı çözüm için "Sosyal Kiralık Konut" projesi de gündemde. İstanbul'da pilot uygulama olarak 1.500 konutla başlayacak bu sistemde, devlet bizzat ev sahibi rolünü üstlenecek. Piyasa rayicinin altında, 3'er yıllık periyotlarla kiraya verilecek bu konutlar, piyasayı regüle etme potansiyeline sahip.
Uzman Önerisi: Ekspertizli Kiralama Dönemi
Sektör temsilcileri ve uzmanlar, ev sahibi-kiracı davalarını bitirecek radikal bir çözüm önerisi üzerinde duruyor: Denetimli Kiralama Sistemi.
Bu modele göre:
Bir ev kiralanmadan önce boyası, tesisatı ve demirbaşları ile "oturulabilir" onayı alacak bir ekspertiz sisteminden geçirilmeli.
Kiracı evi tahliye ederken, devletin yetkilendirdiği kurumlarca denetlenmeli; evin durumu ve borçları kontrol edilmeli.
Bu tür bir "Noter benzeri" denetim mekanizmasının, hem fahiş kiraları engelleyeceği hem de mülk sahiplerinin haklarını koruyarak kiralık konut arzını artıracağı öngörülüyor.







