Yargıtay’dan Muris Muvazaası Davasında Emsal Karar
Yargıtay’dan Muris Muvazaası Davasında Emsal Karar
İçeriği Görüntüle

Muris muvazaası, halk arasında “danışıklı satış” olarak da bilinir. Bu tür durumlarda, miras bırakan kişi (muris), bir taşınmazı tapuda satış gibi göstererek aslında bağışlar; ancak görünürde satış yapmış gibi işlem tesis eder. Gerçekte bir bedel ödenmemiştir ve bu işlemle, diğer mirasçılar miras paylarından mahrum bırakılmış olur.

Bu tür uyuşmazlıklarda önemli bir husus şudur: Eğer satış işlemi görünse de gerçekten bir bedel ödenmemişse, mirasçılar dava açarak taşınmazın miras payı oranında kendilerine ait olduğunu talep edebilirler. Üstelik bu tür davalarda zamanaşımı süresi uygulanmaz. Ancak, satış bedelinin ödenmediğini ispatlamak her zaman kolay olmayabilir.

Uzmanlar, bu tür ihtilafların önüne geçmek adına, gayrimenkul satışlarında ödemenin mutlaka banka kanalıyla yapılmasını öneriyor. Çünkü banka kayıtları, ödemenin gerçekten yapıldığını ortaya koyar ve muvazaa iddialarına karşı güçlü bir delil teşkil eder. Aksi durumda, yıllar sürebilecek dava süreçleri ve belirsizlikler yaşanabilir.

Bir başka önemli husus ise, hukuki sürecin başladığı tarihle ilgilidir. Muvazaa iddiasıyla açılacak davalarda süreç tapu devrinden değil, murisin (annenin/babanın) vefat ettiği tarihten itibaren başlar. Bu nedenle mirasçılar, haklarını ararken bu tarihi esas almalıdır.

Muris muvazaası iddiasıyla açılan davalarda zamanaşımı olmaması, hak arama yolunu sürekli açık tutarken, iddiaların sağlam delillerle desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Satış işlemlerinin şeffaf ve belgeye dayalı şekilde yürütülmesi, olası miras anlaşmazlıklarını en aza indirecektir.