Bu düzenleme, vergi yükü altında ezilmekten korkan vatandaş için "geçici" bir nefes alma imkanı sunsa da, hafızalarımızı tazelediğimizde bunun bir "dejavu" olduğunu görüyoruz. Benzer bir kriz 2017 yılında yaşanmış, 2018 değerlemeleri için artışlar %50 ile sınırlandırılarak sorun yine "geçici madde" ile çözülmüştü.
İdare-i Maslahat Geleneği Devam Ediyor
Sektör uzmanları ve hukukçular, yapılan bu değişikliği sorunu kökten çözmek yerine "idare etmek" (idare-i maslahat) olarak yorumluyor. Mevcut sistemde takdir komisyonları, gayrimenkul değerlemesi konusunda yeterli teknik bilgiye sahip olmayan üyelerden oluşabiliyor. Üstelik değerlemeler "cadde/sokak" bazlı yapıldığı için, aynı cadde üzerindeki şerefiyesi yüksek bir bina ile daha değersiz bir yapı aynı vergiye tabi tutulabiliyor.
Bu durum, vergi adaletini zedelerken, sistemin çağın gerisinde kaldığını da gözler önüne seriyor. Emlak vergisi bir servet vergisidir ve servetin gerçek değeri üzerinden, mükellefin ödeme gücüne göre alınmalıdır.
Gerçek Çözüm: Gerçek Değer Esası ve Düşük Oranlar
Ekonomi yazarı Mahfi Eğilmez başta olmak üzere pek çok uzman, sorunun yapısal reformla çözülmesi gerektiği konusunda hemfikir. Önerilen çözüm modeli ise oldukça net:
Teknolojik Değerleme: Günümüz teknolojisiyle her gayrimenkulün gerçek piyasa değerini tespit etmek son derece kolaydır.
Gerçek Değer Üzerinden Vergi: Vergi matrahı, belediyelerin belirlediği rayiç bedel değil, gayrimenkulün "gerçek değeri" olmalıdır.
Oranların Düşürülmesi: Matrah gerçeğe uygun (yüksek) belirleneceği için, vatandaşın mağdur olmaması adına emlak vergisi ve tapu harcı oranları radikal şekilde düşürülmelidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Yol Haritası Ne?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, göreve geldiği ilk günlerde "gayrimenkullerde ekspertiz/gerçek değer esasına geçileceğini" sinyallemişti. Ancak mevcut uygulamalar, yapısal bir reformdan ziyade; ÖTV artışları, harçlar ve cezalar gibi daha "kolay" gelir kalemlerine odaklanıldığını gösteriyor.
Kayıt Dışılıkla Mücadele İçin Fırsat
Emlak vergisi sisteminin baştan aşağı yenilenmesi sadece vergi adaleti için değil, Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri olan kayıt dışılıkla mücadele için de hayati önem taşıyor. Gayrimenkullerin gerçek değerleri üzerinden işlem görmesi; tapu harcı kayıplarını önleyeceği gibi, KDV ve Kurumlar Vergisi gelirlerini de artıracaktır.
Şimdilik %100 sınırı ile "ağzımızın tadı bozulmasın" denilse de, emlak vergisinde adil ve kalıcı bir sistemin kurulması kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak masada durmaya devam ediyor.







