EMLAK GÜNDEMİ

Ev Almak İmkansız Hale mi Geliyor?

Bursa'da Bugün'den Feridun Eyüpoğlu'nun Yazısı...

Maliyetler henüz tam olarak yansımasa da konut fiyatları zaten zirvede seyretmekte!

Neticede inşaatçının da vatandaşın da talep bazında sorunlarla yüzleştiği bir dönemde geçiyoruz.

Hal böyle olunca yatırım amaçlı alım satımın da tadını yitiriyor.

Özetle maliyet baskısı ve talep arasına sıkışan konut sektörünün belirsizlikle imtihanı başlamış durumda!

Türkiye İstatistik Kurumu'nun paylaştığı son veriler gidişatın kaygı boyutuna dikkat çekmekte.

Çünkü...

İnşaat maliyet endeksi 2021 Haziran'da bir önceki aya göre yüzde 2,89 artış kaydetti. Yani maliyetlerdeki yükseliş hız kesmiyor.

Ve yıllık bazdaki yüzde 42,48'lik artış da rekor seviyeye işaret ediyor!

Endeksin hesaplanmaya başladığı 2015'ten bu yana kaydedilen en yüksek artış oranı kayıtlara geçmiş durumda.

Resmi rakamların piyasanın gerçekliğinden bir miktar uzak kaldığı kanaatindeyim. Konuştuğum sektör temsilcileri de pratikte çok daha yüksek maliyet artışlarıyla yüzleştiklerini söylüyor!

Mesela inşaat demiri gibi bazı temel malzemelerde fiyatlar yüzde 100'ün üzerinde zamlanmış vaziyette.

Nitekim TÜİK'in malzeme endeksi de haziranda bir önceki aya göre yüzde 4,23 artarak bu kritik meseleyi kısmen de olsa teyit etti.

Ancak yıllık bazdaki yüzde 53,70'lik artış yine de piyasa gerçekliğiyle tam örtüşmüyor.

Yine de bu rakamların dahi inşaat sektörüyle konut piyasasındaki negatif atmosferi anlatmaya yeterli olduğunu düşünüyorum.

Bu atmosferse ev sahibi olmak isteyenler için tatlı hayaller bir kabusla uyanmaları anlamına geliyor!

Çünkü söz konusu maliyet tablosu önümüzdeki aylarda da fiyatların artacağını söylemekte. Konut üretenler maliyetlerinin en az yüzde 30'unu henüz fiyatlara yansıtamadı. Ama fırsat buldukça maliyet artışları illa ki fiyatlara yansıyacak.

Üstelik maliyet artışları da henüz durulacak gibi durmuyor!

Küresel çaptaki hammadde zamları hala etkin. Dolar da özellikle eylül sonrası palazlanma emareleri veriyor.

Dolayısıyla ithal kaynaklı baskı yıl boyunca gündemde kalmaya aday demektir.

Kredi faizleri tarafında da kısa vadede kayda değer bir düşüş ihtimali yok.

Yani vatandaş bir yandan yükselmek zorunda olan fiyatları yakalamaya çalışırken diğer yanda da ucuz kredi bulmak için uzunca bir süre beklemek zorunda kalacak!

Neticede eğer devlet konut alımlarını sübvanse etme yoluna gitmezse giderek tıkanan piyasanın iki önemli artçıl sonucuyla yüzleşmek zorunda kalırız.

Çünkü mevcut süreçte sektörde iflas riskleri artabilir. Vatandaşın bırakın dar gelirlisini, orta hatta hallice olanları bile zor konut edinir bundan sonra!

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-5469456218544710">