Konut piyasasında satışlar güçlü seyrini korurken, üretim hızındaki düşüş fiyat artışlarını tetikliyor ve ev sahipliği oranını aşağı çekiyor. Sektör temsilcileri, “Satış temposuna üretim yetişemiyor” uyarısında bulunuyor.
Üretim Yavaşladı, Fiyatlar Yükseliyor
2025 itibarıyla Türkiye konut piyasasında satışlar yüksek seviyelerde seyretse de, üretim tarafında ciddi yavaşlama yaşanıyor. Talebin canlı kalmasına rağmen yeni konut arzının azalması, fiyatların kontrolsüz biçimde artmasına neden oluyor.
Uzmanlara göre bugün satılan konutların önemli bir bölümü, geçmiş yıllarda üretilen stoklardan oluşuyor. Bu durum, hem ev sahipliği oranının düşmesine hem de barınma maliyetlerinin artmasına yol açıyor.
Konut sektörü 260 alt meslek dalını besleyerek Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak üretim çarklarının yavaşlaması, bu dev ekonomiyi frenliyor.
Satışların Üçte İkisi İkinci Elden
TÜİK verilerine göre Eylül 2025’te konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artarak 150 bin 657 adede ulaştı. Ancak bu satışların 103 bin 540 adedi ikinci el konutlardan, yalnızca 47 bin 117 adedi ise sıfır konutlardan oluştu.
Yani piyasada her üç konuttan ikisi yeni üretim değil. Bu tablo, inşaat sektöründe yeni proje üretiminin yetersiz kaldığını açıkça gösteriyor.
İstihdam ve Kentsel Dönüşüm Riski
İnşaat sektöründe doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 2 milyon kişi istihdam ediliyor. Üretimdeki her yavaşlama, hem işsizliği artırma riski taşıyor hem de kamu bütçesindeki gelir kalemlerini azaltıyor.
Ayrıca üretim hızının düşmesi, kentsel dönüşüm süreçlerini de yavaşlatıyor. Özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde yeni konut projelerinin azalması, güvenli yaşam alanlarının inşasını geciktiriyor.
Sektör Finansman ve Teşvik Bekliyor
Sektör temsilcileri, üretimin yeniden ivme kazanması için finansman ve teşvik desteği talep ediyor.
Uzmanlara göre sürdürülebilir bir büyüme için şu adımlar atılmalı:
Müteahhitlere düşük faizli kredi ve teşvik programları sağlanmalı.
Arsa maliyetlerini azaltacak planlama ve kamulaştırma politikaları geliştirilmeli.
Ruhsat ve izin süreçleri dijitalleştirilerek hızlandırılmalı.
Yerli üretim ve rekabet artırılarak inşaat maliyetleri düşürülmeli.
Kamu-özel iş birliğiyle sosyal konut projeleri yaygınlaştırılmalı.
Arz-Talep Dengesinde Bozulma Derinleşiyor
Uzmanlara göre 2003’ten bu yana ilk kez net konut dengesi sıfırın altına indi. Bu, üretilen konut sayısının talebi karşılamadığını gösteriyor.
Artan nüfus ve şehirleşme hızı dikkate alındığında, konut arzının yetersizliği barınma krizini derinleştiriyor. Özellikle orta gelir grubunun konuta erişimi giderek zorlaşıyor.
Son Çeyrekte Üretim Hâlâ Zayıf
Türkiye Hazır Beton Birliği’nin (THBB) Eylül 2025 Raporu, sektördeki durgunluğu net biçimde ortaya koyuyor. Temmuzda zirveye çıkan faaliyet endeksi, ağustosta eşik değerin altına geriledi ve eylülde bu seviyede kaldı. Bu durum, üretimde toparlanma sürecinin yavaş ilerlediğini ve sektörün yılın son çeyreğine düşük tempo ile girdiğini gösteriyor.
Ekonominin Lokomotifi Desteğe İhtiyaç Duyuyor
İnşaat sektörü yalnızca konut üretimiyle değil, çimento, demir-çelik, cam, seramik, mobilya, enerji ve lojistik gibi 260 alt sektörü de harekete geçiriyor.
Sektörde yaşanan her yavaşlama, bu zincirin tüm halkalarını zorluyor. Uzmanlar, “Üretim desteklenmezse satış artışı uzun vadede sürdürülemez” uyarısında bulunuyor.